Yahudi Kültürü Avrupa Gününe (YKAG) ilk yapılmaya başladığı tarihten itibaren her seferinde katılırım. Bu günün kültürümüzü tanıtmamız açısından ne denli önemli olduğunu, geniş toplum tarafından bilinmeyen mekânlarımızın kapılarının bu güne özel açılmasının merak edenler açısından öneminin de bilincindeyim.
Her sene geniş toplum katılımcıların gün hakkında görüşlerini istediğimde, kendimizi yeterince tanıtamadığımız yönünde tepkiler alıyor, kişilerin YKAG katılmaktan duydukları memnuniyeti dile getirmelerine tanık oluyor ve bunları gazetemizde sizlerle paylaşıyordum. Bu sene de bir nabız yoklaması yaptım… Keyifle okuyacağınızı umarım…
YKAG’nün son iki yıldır bazı nedenlerden ötürü yapılamıyor olmasından da oldukça üzüntü duyuyordum. Dışa açık yapılan az sayıda faaliyetlerimizden biri olduğu için bu yıl yeniden yapılacağını duyduğumda gerçekten çok sevindim.
Ancak her nedense yıllardır çözemediğim bir konuyu da bu sene dile getirmekte yarar görüyorum.
Birkaç sene önceki yazımda da ifade etmiştim. Gün sonunda Neve Şalom Sinagogunda yapılan günün son etkinliğinde- yanlış anımsamıyorsam yine Dostluk Yurdu Derneğinin tiyatro ekibi tarafından bir düğün töreni idi- içerisi hınca hınç dinimiz mensupları tarafından doldurulmuşken, geniş toplum üyeleri içeride yer kalmadığından temsili töreni izleyememişlerdi. Bu kez öyle olmadı… Fest Travel gün boyunca kültürel mekânlarımızı aktardığı konuklarını erkenden sinagoga getirdi… Herkes keyifle bilmediği Bar- Mitsva törenini izleme şansı yakaladı. Konuyu merak eden cemaat bireylerimiz mi? Onlar her zamanki yerlerindeydi…
Toplum üyelerimizi katılımlarından dolayı canı gönülden kutlarım. Elbette ki katılım gösterilecek… Ancak bu günün sadece kendi kültürümüzü tanımamız adına yapılmadığını da bir kez daha hatırlatmak isterim… Doğup büyüdüğümüz kültürümüzü bizler zaten biliyoruz…
Farklı farklı zamanlarda YKAG’ne dair gelen bilgi e postalarında bu güne katılacak olan cemaat üyelerinin en azından yanlarında bir geniş toplum bireyi ile gelmelerinin önemi vurgulandı.
Ben ne mi yaptım? Gazeteciler ve Yazarlar Vakfından davet ettiğim konuklar ile günümü geçirdim. Öğle yemeğinde Barınyurt’ta onlara Sefarad mutfağının lezzetlerini tatmalarına olanak sağladım…
Söyleşi yapacakken söyleşi yapılan oldum ATV’ye ‘portakallı semola’ tarifi verdim…
Seneye siz de kültürümüzü tanımak isteyen bir komşunuz, bir çalışma arkadaşınız bir dostunuzla gelin… Ancak böyle kendimizi tanıtabiliriz… Yoksa kendi kültürümüzü yakından tanımaya devam ederiz!