Önümüzdeki dört seneyi etkileyecek haftanın sorusu bu. İki başkan adayı arasında geçen hafta yapılan son tur tartışmada da sonuç Obama’nın lehine çıktı. İki başkan adayının İran konusunda benzer yaklaşımlarda bulunması lafta iki başkan adayı arasında fark olmadığını gösteriyor.
Dış politika denilince son sekiz senedir ABD’nin doğru düzgün bir dış politika yürütmediği bir gerçek. Daha önceki başkan George Bush’un tek politikası ise savaşmaktı.
Obama’nın pek de etkili bir dış politika yaptığı söylenemez. Obama konuya gereken önemi göstermemiş olabileceği gibi bunu bilinçli de yapmış olabilir. Obama’nın yeni yeni kurtulmaya başladığı ekonomik problemler ABD’nin Dış politikayı tamamen ihmal etmesine sebep olmuş olabilir.
Ne olursa olsun iki liderin dış politika konusunda İran konusuna kilitleneceğini anlamak pek de zor değil. Obama, İran konusunda pasif gibi görünse de, ABD yönetiminin İran’ı ekonomik olarak felce sürüklemek için elinden geldiğini yaptığını belirtmekte fayda var.
İran’a giren ve çıkan para son derece sıkı bir biçimde takip ediliyor. İran’la doğrudan veya dolaylı iş yapan firmalar mercek altına alınıyor. Çin bile ambargoyu delmeye çalıştığı halde İran’la ticaret yapmakta zorlanıyor.
ABD silahlı güç kullanmasa da İran’ı bunaltmış gibi görünüyor. Obama’ya tam anlamıyla başarısız denemez ancak İran’ın nükleer silahı elde ettikten sonra ekonomik olarak sıkışmış olması neyi değiştirir ki? Kaldı ki nükleer silahı olan bir İran’ın ekonomik durumu ne olursa olsun farklı bir konumda olacağı kesindir.
Obama’nın ve Batı dünyasının anlamak istemediği başka bir gerçek ise ekonomik ambargoların İran yönetimini sindiremeyeceğidir. İran gerçek anlamda liberal ekonomiyle yönetilen demokratik bir ülke değildir ki halk ayaklansın.
NY Times’da çıkan ve ABD’nin İran ile doğrudan görüşmelere başlayacağını bildiren haber pek de Obama’nın lehine değildir. Beyaz Saray tarafından da yalanlanmıştır. Bu haber gerçekse bile artık bu görüşmeler gizli olmak zorundadır.
6 Kasımda yapılacak seçimleri kim kazanır sorusuysa çok zor gibi görünse de mantıklı tek bir cevabı var: Barak Obama.
Aslına bakılırsa konu Obama’nın çok başarılı olması değil. Hiç şüphesiz Obama iyi bir hatip. Piyasaya sınırsız para veren Fed Başkanı Ben Bernanke sayesinde de ekonomiyi önemli ölçüde düzeltti. Ancak esas konu Romney’in hayal kırıklığı olması. Daha önceki iki tartışma da, son tartışma gibi Obama’ya puan kazandırdı.
Gönlümden daha atak politikalar izleyecek Cumhuriyetçi bir başkan geçse de Dünya ve ABD bir dört sene daha Obama’nın miskin ve hatta tehlikeli sayılacak kadar pasif politikalarına katlanmak zorunda…
Yine de Sandy sürpriz getirir mi? Hiç belli olmaz.