Obama’nın seçim zaferi aynı zamanda kadınların, gençlerin, siyahların, Latinoların, eşcinsellerin, çevrecilerin ve genel olarak şehirli Amerikan orta sınıfının da zaferi. Farklı azınlık gruplarının oluşturduğu bu sıradışı koalisyon, muhafazakâr ‘beyaz ve orta yaşlı’ Amerika karşısında iktidarını pekiştirdi. Önyargılar ve muhafazakarlık kaybetti, özgürlükler ve eşitlikler kazandı.
Obama liderliğinde Demokratlar sadece kadın ve azınlık oylarının ezici çoğunluğunu almakla kalmadı, 29 yaş altı gençlerin yüzde 60’ı da Demokrat Parti’yi seçti. Demokratların bu başarısının altında, Obama’nın üniversite öğrencilerine verdiği eğitim fırsatları ve gençlerle doğru iletişim kurabilmesi yatıyor.
Demokratların kampanya ekibi dijital ve sosyal medyayı çok akıllıca yöneterek ‘siyasete ilgisiz’ olduğu varsayılan milyonlarca genci sandığa gitmeye ikna etti.
Obama seçim sürecinde Twitter’da 23 milyon takipçiye ulaşırken Romney’in takipçi sayısı 1,7 milyonda kaldı. Facebook’ta ise Obama’nın 33 milyon arkadaşı varken Romney 12 milyon beğeni toplayabildi. Obama’nın seçim zaferini ilan ettiği Twitter mesajı ‘4 yıl daha’ 812bin kez paylaşılarak bir rekor kırdı.
Latinolar, yani Orta ve Güney Amerika kökenli seçmen, ABD’nin değişen nüfus yapısında en hızlı büyüyen grup. Cumhuriyetçilerin göç karşıtı politikaları Latino oyunun yüzde 71’nin Obama’ya gitmesi ile sonuçlandı. Nevada, New Mexico, Florida ve Colorado gibi Cumhuriyetçilerin güçlü olduğu eyaletleri de Obama kazandı.
Başkan Obama bu seçim öncesinde eşcinsellerin evlenebilmesini açıkça destekledi. Cinsel tercihler konusunda bu özgürlükçü duruş Demokrat Parti’ye özellikle büyük şehirlerde ciddi oy kazandırdı. Obama tarihsel olarak Demokratlara destek veren Yahudi oyunun da yüzde 70’ini almayı başardı. Yahudi seçmen Obama’nın “İsrail’i yeterince desteklemediğini” iddia eden Cumhuriyetçi savına prim vermedi.
Amerikan halkı bu seçimde başkan adayları ile birlikte bir çok farklı konuyu oyladı. İlk kez bir eşcinsel Senato’ya seçildi. Birçok eyalette eşcinsel evliliği yasallaştı. İki eyalette esrar satışı yasallaştı. Obama’nın zenginlerden daha fazla vergi alma politikası ülke genelinde destek gördü.
Amerikalıların yüzde 98’i yılda 250 bin doların altında kazanıyor. Obama vergi yükünden Cumhuriyetçi Parti “zenginlere vergi avantajı sağlayacağız” söylemiyle sadece yüzde 2’nin haklarını koruyan imajından kurtulamadı. Mitt Romney’in kampanya sürecinde özel bir davette sarfettiği “bu ülkenin yüzde 47’si üretmeyen asalak” cümlesinin videosu internette milyonlarca kez paylaşılarak Cumhuriyetçilerin seçim kazanma şansına önemli bir darbe vurdu.
Benzer şekilde bazı Cumhuriyetçi adayların tecavüz ve kürtaj konularında kadınları aşağılayan ve hakarete varan ifadeleri Obama’nın kadın oyunda rakibine yüzde 11 fark atmasını sağladı.
2012 başkanlık seçimleri dünyanın en etkili ülkesinde yaşanan toplumsal değişimin en somut göstergesi. Seçim sonucunda kadın erkek eşitliği, eşcinsellere karşı ayrımcılığın ortadan kaldırılması, göçmenlerin haklarının iyileştirilmesi gibi konularda Amerikan halkı özgürlükçü, eşitlikçi ve yenilikçi bir seçim yaptı.
2008 yılında umut ve değişim sloganlarıyla Beyaz Saray’a seçilen ilk siyahi başkan olarak tarih yazan Barack Obama, 2012’de “İleri” sloganıyla ögürlükçü, eşitlikçi ve çoğulcu idealleri ile seçimi farklı kazanarak bir kez daha tarih yazdı. Bakalım Amerikan halkının özgürlüklerden yana bu seçimi dünyanın geri kalanını da peşinden sürükleyecek mi?