“Bir sona geldiğin için ağlama, onu yaşadığın için gülümse” der Gabriel Garcia Marquez. Yıllar, bayramlar, mutlu ve endişeli günler birbirini izler. Kimi görevler yerine getirilir, zamanı gelince bu görevlerin emin ellere devredilmesinin hazzı yaşanır. Önemli olan başlangıçlar değil, kurumların, girişimlerin devamlılığı ve sürekliliğidir.
Yahudilerin yeni yılı Roş Aşana’dır. Bu nedenle 31 Aralık gecesi kutlamaları Yahudiler açısından pek önem taşımaz. İsrail’de de ‘Silvester’ olarak adlandırılan yılbaşı pek hissedilmez, coşku ile kutlanmaz, ertesi gün tatil değildir. Ancak nerdeyse tüm dünyanın yeni bir başlangıç olarak kabul ettiği bu tarihte geçmiş senenin bir muhasebesinin yapılması, iyi dileklerde bulunulması alışılagelmiş bir davranış biçimidir.
Gazetemiz için ise milat farklı bir tarihtir. Avram Leyon’un kurucusu olduğu Şalom Gazetesi her Cumhuriyet Bayramı’nda bir yıl daha yaşlanır. Okur pek farkına varmazsa da logonun altında yer alan rakam değişir; 64-65-66… Cumhuriyet sevdalısı kurucumuzu bu vesile ile bir kez daha anıyorum.
Gazetenin 60. yılında, 60 yılın gazeteleri taranarak -sonradan bu ciltler korunmak üzere dijital ortama kaydedilmiştir- Türkiye’nin ve bu dönem içinde cemaatimizin geçirdiği önemli gelişmelerle bir koşutluk içinde, onar yıllık dönemler halinde, bu uzun serüveninin ele alındığı ‘Şalom’da 60 yıl’ almanağının yayınlanmasından bu yana beş yıl geçti. Zaman çabuk geçiyor. Nerede ise tükenmek üzere olan bu tarihi belgeyi edinmenizi öneririm.
Söz kitaptan açılmışken Almelek ailesini kutlamak isterim; Yakup Almelek’in sayısız tiyatro oyununun yanı sıra ‘Almelek Sanat Galerisi’nin yöneticisi Ester Almelek, ‘Avrupa Asya Arası Yolculuklar’ ve ‘Çölün Cazibesi’ adlı iki yeni romanını göndermek nezaketini gösterdi. Sanatla iç içe yaşayan dostlarım üretkenlikleri ile beni hayrete düşürüyorlar.
Bu yıl 65. sene pastasını hep birlikte kesecektik. Cemaat Başkanı Sami Herman’ın da hazır bulunacağı o buluşma hepimizi sarsan acı bir haberle iptal edildi.
Cemaat başkanının ziyareti daha geç bir tarihte gerçekleşti. Toplantıda gazetemizin 35 yazar ve mensubu hazır bulundu. Belki bir o kadar da katılamayan olmuştur.
Yeni genç kalemlere her zaman açık olan Şalom, internet sitesi, kitap yayımları, aylık olarak çıkan Şalom-Dergi, Judeo-Espanyol lisanını yaşatmayı amaçlayan ve on yıldır yayımlanan El Amaneser eki, araştırmacıların sürekli başvurdukları geniş arşivi ile gerçekten cemaatimizin oldukça önemli bir kurumu…
Yılsonunda birinci dönem başkanlık görev süresini tamamlayacak olan Sami Herman, cemaatin önceliklerini ayrıntılı olarak açıkladı, demografik gidişatın önlenemeyeceğini ancak kaynakların daha verimli bir şekilde değerlendirilerek insana yatırım yapılabileceğini, muhtaç durumda olanlara yardım elinin uzatılabileceğini, gençlere sağlanan bursların arttırılabileceğini söyledi.
Bu bağlamda bir görüşmemizde, 500. Yıl Vakfı Başkanı ve 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi kurucu proje koordinatörü ve küratörü Naim Güleryüz bundan böyle araştırmalara daha çok zaman ayırmak istediğini, basılmayı veya bitirilmeyi bekleyen birçok proje ve kitabın son aşamada olduğunu, bu durumda müzedeki görevini sürdürmesinin zorluğundan söz etti. Bir söylenti de müzenin Zülfaris Sinagogu’ndan Neve Şalom Kültür Merkezi’ne taşınacağı yönünde.
Amacım pek çok kimse gibi Trakya Olayları, Varlık Vergisi türünden olumsuz tarihi gerçeklere yer vermeyen müzeyi eleştirmek değil. Esasen Vakfın Eski Başkanı Jak Kamhi amaçlarının 700 yıllık bir beraberliğin öyküsünü, etkileşmeyi ve Türk ulusunun insancıl hoşgörüsünü, tarihi belgeler, bilgiler ve objeler desteğinde, yurt içinde ve dışında tanıtmak olduğunu her daim vurgulamıştır. Müze için yaptığı özverili çalışmasından dolayı bize Naim Güleryüz’ü sadece kutlamak düşer.
Müzenin taşınması belki cemaatin bir masraf kapısını kapatabilir. Ancak bu doğrultuda bir karar alınsa bile tarihi Zülfaris Sinagogu’nun amacına uygun bir şekilde kullanılacağını umuyorum.
Bu arada 10 yıldır ziyarete açık olan Eczacıbaşı Sanal Müzesi’ne etkinlik süresi içinde 500.000 kişiye yakın bağımsız internet kullanıcısı ulaşmış. Sosyal medya siteleri ve arama motorlarının dünyanın fenomeni haline geldiğini göz önünde bulundurursak sanal bir Türkiye Yahudileri Müzesi’ne ne dersiniz?
Miladi yeni yılın insanlığa barış ve huzur getirmesini dilerim.