Diyeceksiniz ki “A be kızım sen zaten her gün bi gastede yazmıyor musun? Bu ne heyecan!”. Yok, öyle değil işte! Heyecandan ölüyorum Şalom’daki ilk yazımı yazdığım için. Elimde değil; çünkü her yeni köşe bana yeni doğurduğum bebeğim gibi. Ya da mesela kalbim bir ev olsun, her bir yeni köşe kalbimin bahçesindeki yeni bir ağaç gibi.
Yonca TOKBAŞ
Diyeceksiniz ki “A be kızım sen zaten her gün bi gastede yazmıyor musun? Bu ne heyecan!”.
Yok, öyle değil işte!
Heyecandan ölüyorum Şalom’daki ilk yazımı yazdığım için.
Elimde değil; çünkü her yeni köşe bana yeni doğurduğum bebeğim gibi. Ya da mesela kalbim bir ev olsun, her bir yeni köşe kalbimin bahçesindeki yeni bir ağaç gibi. Dallarına yeni kuşlar konacak, yeni meyveler olacak, birileri koparıp beslenecek ya, ondan böyle heyecan yapıyorum gibi.
Okuyana kimi zaman ekşi geleceğim, kimi zaman tatlı belki.
İnsan en sevdiği şeyi yaparken çoğalıyorsa nasıl heyecan duymaz ki!
Evet Sevgili Şalom, geldim ve karşınızdayım.
Her türlü eleştiriye açığım.
Gönderdiğiniz her maili istisnasız okurum. Tempom çıldırmazsa gecikmeden cevaplarım. Cevaplayamadığımda bilin ki bi yerlerde iyilik peşinde koşuyorumdur.
Beni tanımayanlara kendimi nasıl tanıtsam acaba?
Hürriyet Dünyası ve Elele dergisi yazarıyım. Her Pazartesi ve Cuma Kelebek’de, hafta içi de www.hurriyet.com.tr de yazan bir yazı delisiyim.
Yardım amaçlı koşu gönüllüsüyüm. Yani Adım Adım Oluşumu ile beraber bir sürü koşuya katılıyorum ve koşarken de etrafıma haber salıyorum bağış topluyorum diye. “Desteklediğim Sivil Toplum Kuruluşu’na bağış yapın lütfen” diyorum. Bu sayede acayip sportif bi kadın oldum. Bedenimle beraber ruhum da değişti tabi. TEGV’de 3000’e yakın çocuğum eğitim alma şansı elde etti sırf koştuğum için. Nasıl koşmam!
Mutsuzluklarla beslenen Türkiye’ye inat, ben iflah olmaz umut ekmeye çabalayan biriyim. Sorunlardan çok çözümleri, kötülerden çok iyileri, hatalardan çok doğruları görmeyi, yazmayı, paylaşmayı severim.
2 çocuklu bir anneyim. Hayatta hiçbir şeyden çekmedim annelik duygularımdan çektiğimi. Seviyorum anneliğin bana çektirdiklerini!
Sürekli en uç duygularda gezerim.
Türkiyemi çok severim.
Gönlümden geçen neyse kağıda dökerim.
Zeytin ağacı başta olmak üzere doğayı; baykuş, inek, yunus ve aslan başta olmak üzere de istisnasız tüm hayvanları severim. Hayatı severim hayatı!
Umarım yeni çıkan kitabım “Karışık Kuruşuk Şeyler” gibi, bu köşeden herkese mutluluk ve umut dolu duygular geçiririm.
Çünkü bu ikisi her daim var...
Var yemin ederim!
Yonca
“Yeminli umutlu”