İçinde bulunduğumuz dijital devrim alışkanlıklarımızı benzersiz bir hızla dönüştürüyor. Ailenizde haberleri basılı kâğıttan okuyan son nesil muhtemelen siz olacaksınız. İkibinli yıllarda doğan “milenyum nesli” için kâğıdın kokusu, yeni bir kitabın kapağını ilk kez açmanın heyecanı gibi kavramlar sanırım ‘yaşlıların nostaljisinden’ ibaret olacak.
Parmaklarımız klavye tıklatmaya alıştıkça kalem tutmayı unutacak. Son zamanlarda tüm yazışmaları dijital ortamda yapmaktan zaten kötü olan el yazım iyice okunmaz hale gelmeye başladı. İş hayatımda kalem neredeyse sadece imza atma aracına dönüştü. Eskiden her ay birkaç kalem tüketirken şimdi aynı kalemi yıllarca kullanıyorum. Dijital imzaların yaygınlaşması ile gelecekte kalemlerin çalışma masamda hiç yer bulamayacağı düşüncesi ürkütücü geliyor.
İnsanın bilgiyi kaydetme tarihçesine hızlıca dönüp baktığımızda yazının öncesinde bilginin hafızalarda saklanarak nesilden nesile sözlü olarak aktarıldığını görüyoruz. Okuryazarlığın sadece en üst zümrelere mahsus olduğu yüzyıllar boyunca insanlar bilgileri taşıyan ve aktaran hafıza depoları olmuşlar.
Kâğıdın icadı taş tabletlere yazmayı ve ezber ihtiyacını, matbaanın icadı ise kitapları elle yazmayı bitirdi. Basılı kitabın yaygın dağıtımı aydınlanma devriminin önünü açtı. Günlük gazetelerin ve telegrafın yaygınlaşması Avrupa’da demokratikleşme hareketlerine büyük katkı sağladı. ‘Halkların Baharı’ olarak adlandırılan 1848 devrimleri bu dönemde gerçekleşti. Dijital devrimin en önemli ürünlerinden sosyal medya Arap Baharı’nın önünü açtı. Verilerin dijital ortamlarda üretilip saklanması, bilgiye erişimde ülke sınırlarını anlamsız hale getirdi ve iletişimin dünya genelinde baş döndürücü bir hızda yaygınlaşmasına yol açtı.
Bizleri içinde çok daha az kâğıt ve bolca dijital çözümler olan yepyeni bir dünya bekliyor; Yeni mobil ödeme sistemleri sayesinde çek ve nakit kullanımına ihtiyaç azalıyor. Geçen yaz Pegasus ile yaptığım bir uçuşta cebime gelen e-posta ile mobil check-in yaparak uçağa bindim. Artık akıllı telefonunuzdan elektronik biniş kartınızı göstererek uçağa binebilirsiniz. Konser, sinema gibi her türlü etkinliğe bu şekilde girmemiz yakındır.
Bulut bilişim sayesinde telefonunuzdan çektiğiniz fotograflarınızı anında tüm kullandığınız ekranlara yansıtabilirsiniz. Açıkçası en son ne zaman basılı bir fotografı elimde tuttuğumu hatırlamıyorum bile.
Kitap okuma alışkanlıkları da tabletlerle bambaşka bir deneyime dönüşüyor. Batı ülkelerinde satılan e-kitapların sayısı basılı kitap satışlarını çoktan yakaladı. Yeni medya düzeninde kâğıt kökenli yayınlar dijital dönüşümü hızla gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Teknolojik gelişmeler ile son yüzyılda medya, gazete radyo, televizyon ve internet gibi farklı evrelerden geçti. Şimdi çoklu medyanın hâkim olacağı yeni bir döneme giriyoruz. Samsung’un yeni televizyonları oturduğunuz koltuktan parmak şıklatarak kumanda edebileceğiniz adeta bilgisayarınızın bir uzantısına dönüşüyor. TV kanalları tarafından belirlenen sabit yayın akışı yerine artık dilediğiniz programı istediğiniz zaman izleyebileceksiniz. TV reklamları sizin ihtiyaçlarınıza göre özel olarak seçilerek yayınlanacak. Bu kadar kişileştirilmiş bir yayın ortamında kâğıda çok fazla yer kalmıyor. Bu interaktif dünyada bilgiyi sadece insanların ofisinde ve cebinde sunmak yetmeyecek. Kâğıtsız dünyada, içeriği başta oturma odası olmak üzere tüm platformlara taşıyabilen yayıncılar başarılı olacaklar.