Bazı seneler vardır insanın aklında kalır; 2012 iyisiyle, kötüsüyle benim için çok değişik bir sene oldu. Çok güzel sevinçler yaşadım; ilk defa çok yakın bir arkadaşımın bebeği olması gibi, çok üzücü anlar da yaşadım ilk defa bir arkadaşımın vefat etmesi gibi. “Ölmeyecek gibi yaşamak” lafının anlamını anladım, yapmayı istediğim şeyleri imkânlar elverdiği sürece yapmak gerektiğini de… Öğrenmenin yaşı yoktur diyerek kendimi geliştirmeye de karar verdim; belki bir gün roman yazma cesareti verir diye kurgu yazmayı öğrenmek istedim. Bir yaratıcı yazarlık kursuna başladım. Bir arkadaşımın düğününün başında migren ağrısına dayanamayıp eve dönmek zorunda kalınca, migrenime de el attım; bu sefer alternatif tıpı deneyerek ilginç bir rejime başladım. Unsuz bir rejime…
Belki de 2012’nin en garip olayı bu oldu benim için; üç ay hiç un ihtiva eden bir yemek yemedim. Buna kepek unu da dahil. Ekmek, makarna, kuskus, gofret, börek -ve beni en çok üzen- kek ve çöreklere üç ay elimi bile süremedim. Geçtiğimiz hafta sonu çok sevdiğim bir arkadaşımın doğum günü ve başka bir arkadaşımın düğünü arka arkaya gelince dayanamayıp iki günlüğüne bozdum. Şimdi tekrar unsuz hayata başladım, bakalım ne kadar sürecek… Zayıflamak için başlasaydım eğer bu kadar iradeli olamazdım eminim, ama iş migrene gelince dayandım ve hemen farkı gördüm. Sadece un adındaki beyaz toz parçasının insan vücudunu bu kadar etkileyebildiğini görmek çok ilginç. Bu arada migreni olan kimseyi yönlendirmek için yazmadım tabii, yanlış anlaşılmasın. Herkesin sağlığı ve tıbbi gereksinimleri kendine has ve herhangi bir tedaviye başlamadan mutlaka bir doktora danışmak gerekiyor.
***
Unsuz hayat demek nasıl şekersiz ve tuzsuz hayat demek değil ise, 2012 yılından hatırladıklarım sadece iyi veya sadece kötü olaylar değil. Sizin için de öyle olmadığını umuyorum, üç yüz altmış beş güne çok olay sığıyor; doğumlar, ölümler, eğitimler, işler, düğünler, Bar Mitsvalar, faşaduralar, tatiller, seyahatler, denizler, yağmurlar, doktorlar, veterinerler, aileler, arkadaşlar, sevgiler, sevgililer, kavgalar, barışmalar, facebook’dan ilkokul arkadaşlarını bulmalar…
Bu seneden öğrendiğim bir şey de hayatınızın geçen seneden farklı olmasını istiyorsanız farklı adımlar atmanız gerektiği. Değişimden korkmamak, ufak adımlarla başka yönlere de adım atmak şart. Adımlarınızı hangi yöne atarsanız atın, yürüyüş yolunuzda sevdikleriniz her zaman sizinle olsun.
Yeni yılınızı kutlar, sevdikleriniz ve ailenizle birlikte sağlıklı ve çok şanslı bir yıl geçirmenizi dilerim. 2013 yılında görüşmek üzere…