Geçen yıl Fenerbahçe camia olarak gerçekten zor günler geçirdi. Buna rağmen Lig deki iddialarını sonuna kadar sürdürdüler. Uzun bir aradan sonra Türkiye Kupası’nı müzelerine götürdüler.
Aykut Kocaman Fenerbahçe teknik direktörü olmasından önce, özelikle İstanbulspor’da farklı bir duruş ve karakter göstermişti. Türk futbolunun genç ve farklı teknik direktörü olarak kabul ediliyordu. Farkını ve özelikle vizyonunu Fenerbahçe’ye yansıtması, Fenerbahçe’den daha çok Türk futbolu için önemliydi. Alışılagelmiş sonuç odaklı bir sistemden farklı olarak dört yıl boyunca istikrarlı bir duruş sergilemişti İstanbulspor’da. Bu bakımdan Fenerbahçe’nin başına geçmesi önemliydi. Belki de ezberleri bozabilecekti, en azından ben öyle sanmıştım.
Fenerbahçe’ye geldikten sonra ilk önce biraz camia tarafından eleştirilse de, gelen şampiyonluk ile birlikte kendini kanıtladı. Ardından 3 Temmuz ve sonrası… Bu süreçte futbolcuların özverisi, inancı oldukça önemliydi. Fakat onları motive eden, sahaya çıkmaları için güç veren bir isim vardı, o da Aykut Kocaman’dı.3 Temmuz sürecindeki rolü ve önemi bence incelenmesi gereken ayrı bir başarı hikâyesidir. Bu süreçte Fenerbahçe’nin başında yabancı bir teknik direktör olabilirdi. Bu durumda büyük ihtimal ile arkasına bakmadan ülkesine dönerdi. Ben dışarıdan gördüğüm kadarıyla Fenerbahçe’nin bu süreçte ayakta durması biraz da Aykut Kocaman’ın karakterli duruşu, gerçek bir Fenerbahçeli olması ve ülkenin koşullarını çok iyi bilmesinden kaynaklanıyordu.
Kuşkusuz Aykut Kocaman’ın her insan gibi hataları olmuştur ve olacaktır. Alex olayında olduğu gibi… Yaşanan bunca olaylardan sonra, federasyona, sisteme ve tabii ki diğer takımlara dik ve karakterli bir duruş sergiledikten sonra, camiayı bir arada tuttuktan sonra, artık Aykut Kocaman’ın Kadıköy’de kaybettiği 3 puan sonrasında istifa diye bağırmak en hafif tabiriyle ayıp oluyor. Fenerbahçe taraftarının Aykut Kocaman’a “istifa” diye bağırması bana sanki biraz Aykut 3 Temmuz’dan sonraki açıklamalarında “aslında biz onun arkasında hiçbir zaman durmadık ki o kendi adına bir duruş sağlıyordu” demek gibi bir şey…
Teknesini fırtınadan yeni kurtarmış kaptana, “balıklar nerde?” demek gibi, trafik kazasından çıkan şoföre, gideceğimiz yere geç kaldık demek gibi bir şey bu… Fenerbahçe taraftarına hatırlatmak gerekiyor; haklı veya haksız ama Fenerbahçe’nin yaşadıkları normal bir takımın yaşadıklarından farklı süreçler yaşanıyor ve yaşandı. Dolayısıyla Aykut Kocaman’ın lig maçında 3 puan kaybeden bir teknik direktör olarak görmek biraz haksızlık oluyor…
Fenerbahçe tabii ki sonuç odaklı, başarı bekleyen bir takım fakat bütün bu yaşanılan olayların sadece yarım sezon sonrasında bu şekilde bir tepki gösterilmesi oldukça enteresan.
Fenerbahçe taraftarının takıma sahip çıkması, takımın arkasında durması gerçekten inanılmazdı. Fenerbahçe taraftarının gücünü gösterdi. Fakat en son istifa diye tribünden bağıranlar gerçekten kalıplarının adamı değilmiş…