Piyasa ekonomisine kısa süreli de olsa bir canlılık geliyor. 14 Şubat ‘Sevgililer Günü’ dolayısıyla vitrinler değişiyor; yazılı ve görsel basında ilanlar çoğalıyor: kırmızı kalpler havada uçuşuyor: restoran, cafe ve oteller özel menüler hazırlıyor.
Sevgililer Günü her ne kadar nispeten yeni bir sektör sayılsa da duygusal anlamda hoş bir beraberlik getiriyor. Konuyu, fuzuli veya yersiz bulan kimi gençler, genelde sevgilisi olmayanlar. Oysaki çıkmak ya da kutlamak için fırsat yaratmak gerek. Diğer yandan, ‘bizden geçmiş’ diyen orta yaş ve üstüne çok kızıyorum. Zira hatırlanmak, güncele renk katmak her yaşta güzel. Hatta biraz sinirinizi bile bozabilirim. Gençlerin kutlayacak çok yılları var, bizim ise daha az…
***
Saatli Maarif Takvimi hala satılıyor galiba. Bir dönem iş yerlerinin ve evlerin vazgeçilmeziydi. Bir kartona yapıştırılmış, günlük bir takvimdi. Her yaprağında tarihin yanı sıra birçok bilgiyi içerirdi. Namaz vakitleri, rüzgârın yönü, fırtınalar-ki gerçekten hiç şaşmazdı-… Arka yaprağında ise o gün pişireceğiniz yemekler için seçenekler ve tarihi bilgiler yer alırdı. Cemrelerin ne zaman düşeceğini de oradan öğrenirdik. Her nedense alışkanlık haline gelen bu takvim zaman içerisinde sanırım yerini daha görsel, daha ince olan türlerine bıraktı.
***
Son zamanlarda serin havaya rağmen pırıl pırıl parlayan güneş ‘acaba erken bir baharın habercisi mi?’ dedirtiyor. Onun için de, ‘birinci cemre’ düştü mü diye düşündüm. Genç nesile bir hatırlatma; cemre ilkbaharın sıcaklık artışlarını belirtmek için kullanılan bir ifadedir. Araştırdım. İlk cemre 20 Şubat’ta havaya, 27 Şubat’ta suya, 6 Mart’ta ise toprağa düşecek. Tabi, her üç cemreden sonra Antalya’ya gelen İsveçli turistler gibi soyunmak gerekmiyor. Hala temkinli olmak gerek…
***
Yoğun yaşam koşulları sonucu, insanlar kendilerini gezmeye adadılar. Kimse artık sıkıntıya girmek istemiyor. Her şey arz/talep meselesi. Yakın yörelere tercih edilen gezi türlerinde öncelikle tanıdık eş dostla birlikte olmak var. Nitekim okulların mezunlar derneği, üniversitelerin mezunları v.s hafta sonları için geziler düzenliyor. Seçenekler çoğalınca, artık bilinçli birer tüketici olan potansiyel konuklar da en iyi hizmeti en uygun fiyata istiyorlar.
Öyle veya böyle, gezmek güzel. Zira bu bir ‘trend’; bakalım ardından neler gelecek?