Bazen kendinizi çevrenizi ve yaptıklarınızı sorgularsınız, nereden gelip nereye gittiğinizi; sonra da ömrünü tüketmiş insanları fark edersiniz... İşte bu zamanlarda; yedek kaleci gibi hayatta olmak, sıranı beklemek, jübile yapmak diye bir şey var hayatta/futbolda...
Geçen gün şunu fark ettim; futbol hayatını yedek kaleci olarak sürdüren ve bu şekilde kariyerini bitirmiş kişiler var. Antrenmana çıkarlar, as kaleciye şut çekerler, orta yaparlar, her an hazır her an oyuna girecekmiş gibi beklerler ama fırsat bir türlü kendini göstermez. Takım kupa alır şampiyon olursa, kalecinin de başarılı dolu kariyerine kupalar şampiyonluklar yazılır, hikayeden bu başarıda herkesin payı var denir. Yedek kaleci hiç oynamamıştır, forması, kramponu, eşofmanı hep yeni kalmıştır fakat kariyeri ilerlemektedir zaman akmaktadır.En kötüsü de eğer bu kaleci gerçekten büyük kulüplerden birinde oynuyorsa sigara gibi ,alkol gibi bırakamaz yedek kaleci olmayı. Bir tarafta büyük kulüp, şan, şöhret, kariyer diğer tarafta kaybolup giden hayat, yedek kaleci olarak akıp geçmiş onca zaman...
Yedek kaleci olma sendromunu sadece futbol sahalarında değil, iş hayatında da görebiliriz. Bazen bir şirkette o kadar çok vakit harcarsınız, kendinizi işe o kadar verirsiniz ki, bu iş sizin hayatınızdan alındığında kendinizi tüketmiş olarak görürsünüz. Dışarıdan baktığınızda adam kariyer sahibi büyük bir şirkette çalışıyordur, fakat aslında kendini kandırıyordur ve orada sadece maaşını alıp topluma karşı bir şey yapıyor olarak kendini gösteriyordur... Etiket olarak...
Bunu iş hayatında görürüz; belki bilirsiniz ekonomide gizli işsizler vardır, bir işte çalışan fakat ekonomiye fazla bir katkısı olmayanlar,halk otobüslerinin içinde bilet kesen onca insanlar gibi köprü gişesinde, araçlardan para alan memurlar gibi...
Veya mesaisinin tamamını çay,kahve,sigara ve yemek sırasında eriten çalışanlar vardır.Bir şekilde işlerin ilerleyişini sağlarlar fakat ekstra herhangi bir katkısı olmaz.
İnsanın her zaman hayatta nereye doğru yol aldığını, ne kadar yol aldığını ve nereye gitmek istediğini sıklıkla sorması gerekiyor. Aksi taktirde kendinizi patinaj halinde bulabilirsiniz.
Diyeceğim şudur ki, kendinizi sorgulayın. Hayatta duruşunuz süper ligin büyük takımında yedek kaleci olmaktansa, 1.lig de bir takıma kaptan olmak olsun. En azından karakterinizin ve duruşunuzun bu dünyaya bir etkisi olsun... Ruhunuzun farkını bu dünyaya yansıtmaktan çekinmeyin.