EMOR - SÖYLE

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
24 Nisan 2013 Çarşamba

Ve Aşem Moşe’ye dedi: Aaron’un oğulları Kohenlere söyle ve onlara halkı içinde (ölü) bir cana (temas sebebiyle) tame olmamalarını söyle.” (Vayikra 21/1)

Rabiler peraşa açıklamalarını yaparken bir harfin bile yersiz kullanılmadığını öğretirler. Bu pasukta ise “söyle” sözcüğü iki kez kullanılmaktadır. Raşi, Talmud kaynaklı bir bilgiyi değerlendirerek bu pasuğun Kohenlerin bu durumu çocuklarına, onların da kendi çocuklarına anlatmaları şeklinde anlaşılacağını söyler. Bir başka deyişle bu kuralların ilgilendirdiği kişiler kuralı hem uygulamalı hem de kendinden sonraki nesillere de aktarmalıdır. Birinci “söyle” kelimesi o Kohenleri, ikincisi ise kendilerinden sonraki nesilleri anlatmaktadır.

Rabi Pesah Krohn’un bir öyküsü ‘haftanın peraşası’ broşüründe şöyle anlatılır: Ciddi maddi sıkıntıları olan bir çocuk Şabat günü Arap nüfusun daha yoğun yaşadığı Yafo kapısı civarında gezinmekte ve Kotel’e doğru yol almaktadır. Çocuk birden yerde altın bir para görür. Sıkıntıda olan ailesini iki hafta kadar rahatlıkla geçindireceği para ayağının yanında durmaktadır ama Şabat olduğu için parayı yerden kaldırmaya cesaret edemez. Ayağını paranın üzerine basarak oracıkta Şabat gününün bitmesini beklemeye başlar. Oldukça garip olan bu görüntü bir Arap çocuğun dikkatinden kaçmaz. Neden orada dikildiğini sorunca Yahudi çocuk bir yanıt vermez ama ayağını daha sağlam basar. Bir şeyler sakladığını anlayan Arap çocuk nihayetinde parayı alır ve gözden kaybolur. Çocuk son derece üzgün bir halde sinagoga gelir ve Rabi’nin ısrarı üzerine durumu anlatır. Rabi çocuğun önce Seudaya katılmasını ve hep beraber söylenen şarkılara eşlik etmesini ister. Şabat bitiminde Rabi çocuğu evine davet eder. Çekmeceden bir altın para çıkarır ve çocuğa verir. Ama bir de şart öne sürer. Şabat öğleden sonra yaptığı mitsvanın manevi sonsuz ödülünü Rabi’ye bu para karşılığında satmaya razı olacaktır. Çocuk birden yaptığı hareketin önemini kavrar ve Rabi’ye şöyle der: “Yaptığım bir mitsva ise bu mitsva satılık değil.” Rabi cevaptan çok memnun olur ve çocuğu alnından öper. Çocuk bu dersle bir mitsvanın ne kadar değerli olduğunu algılar ve bu dersi uzun yıllar beraberinde taşır.

Gerek iki kez söylenen “söyle” kelimesinde ve gerekse paylaştığımız bu öyküde bizler için çok değerli bir ders vardır. Eğer anne ve baba olarak bizler çocuklarımızın Yahudi değer ve ideallerine bağlı kalmalarını istiyorsak öncelikle biz kendimiz bu bağlılığın örneklerini vermek zorundayız. Bu idealler öyküde de görüldüğü gibi çocuklarımızın yaşam görüşlerinde önemli bir yer tutar. Dünyanın birçok yerinde yok olmanın sınırına gelmiş olan Yahudi cemaatleri bu değerleri kendilerinden sonrakilere aktaramamış olan cemaatlerdir. Devam edebilen cemaatler ise kısmen veya tamamen bu görevin bilincinde olanlardır. Biz anne babalar bütün bunların bir destekçisi olarak bir örnek teşkil etmeyi başarırsak çocuklarımızın eğitiminde çok etkili bir metodu uygulamış oluruz. Duyma işit; yani kişisel örnek olabilmek zor ancak sonucu en sağlam olan yöntemlerden bir tanesidir.