Yemek yediğiniz bir mekânda masanıza getirilen menü o mekân hakkında en önemli bilgi kaynağıdır. Müşteriye mesaj ilettiği ve satışları direk etkilediği için menüler hem pazarlama aracı hem yazılı reklamdır. Güzel ve doğru tasarlanmış bir menü restoranın imajinı en uygun şekilde yansıtır. Müşterinin sunulacak yemek ve servis kalitesi beklentisini oluşturur. Hem sanat hem bilim olarak nitelendirilen ‘menü mühendisliği’ son yıllarda gelişen teknolojiden payını almakta. Restoran sahipleri yapacakları yeni yatırımların yalnız maliyet ve potansiyel getirisini değil teknolojiye müşterinin vereceği tepkiyi de düşünmek zorundalar. Taiwan Ulusal Kaohsiung Üniversitesi Turizm bölümünün tablet menülerle müşteri memnuniyeti arasındaki ilişki üzerine yaptığı bir araştırma kapsamında Yeni Zelanda’da iPad menü kullanan bir restoranda 219 müşteriden anket doldurmaları istenmiş. Menüdeki bilgilerin ve yenilikçi teknolojinin müşteri memnuniyetinde çok olumlu etkisi tespit edilmiş.
İlk kez Kuala Lumpur’daki caz klübü No Black Ties’da müşterilerin içkilerini BlackBerry Messenger kullanarak sipariş ettiklerini okumuştum. Londra’daki Thirsty Bear Pub’da müşteriler tabletlerle hem sipariş vermekte hem bira makinelerine bağlantıları sayesinde içkilerini kendileri doldurmakta. Bu sayede pub’ın gelirleri yüzde 78 artış göstermiş. Yine Londra’da bir Asya restoranında yıllar önce masanın üstüne monte edilmiş dokunmatik menü sayesinde yiyeceklerimizi seçmiş, on-line yemek siparişimizi vermiştik. Restoranlarda uygulamasını şimdilerde daha sıklıkla görmeye başladığımız tabletlerde elektronik yemek menüleri ve şarap listeleri, masa kenarı hatta bekleme bölümündeki menüler hem restoran içindeki servis akışını hem de mutfaktaki çalışmayı oldukça kolaylaştırmakta. Amaç müşterinin yeme ve içme için gittiği her yerde- otel, restoran, bar, cafe, gazino- görsel satış tekniğini en ileri seviyede uygulamak ve daha fazla sipariş almayı sağlamak.
Otel ve restoranlar için interaktif dijital menü tasarımında lider şirketlerden biri İsrailli Conceptic. Restoranlara özgü grafik, renk ve logo ile kurumsallaştırılan menüler müşterinin yiyecek-içecek seçimine yeni bir boyut kazandırarak yemek deneyimini bir üst seviyeye çıkartıyor ve eğlenceli hale getiriyor. Damak çatlatacak lezzetleri, ağız sulandıracak tatlıları, rengarenk kokteyleri görsellik kullanarak satmak daha kolay…Yiyeceklerin malzeme, kalori, karbonhidrat, yağ içeriklerini görmek bile mümkün. Üstelik tasarım sadece menü ile kısıtlı değil. Siparişi de elektronik ortamda verebilir, müzik seçebilir, oyun oynayabilir, sosyal medyaya bağlanabilir, ödemeyi de yine masanızdaki tablet kanalı ile yapabilirsiniz.
Ekrana yüklenmiş menülerin farklı lisanlarda tercüme seçenekleri de özellikle yerel lisanı bilmeyen turistlere hizmette büyük kolaylık sağlıyor. Menüde yiyecek/fiat değişikliklerinde kağıt menülerin tekrar basım ve tercüme maliyetleri önlenmiş oluyor, ekolojik boyutu da çok etkileyici.
Müşteri ile mutfak arasında oluşan ‘anında iletişim’ yanlış anlaşılmaları engelliyor, üstelik bekleme süresini de oldukça kısaltıyor. Bifteğini sipariş ederken nasıl pişirilmesini istediğini kim direkt şefe aktarmak istemez ki?
Altı ay boyunca yapılan bir pilot araştırma hem klasik hem e-menü ekranlara sahip restoranlarda müşterinin e-menü ekranlı masalara oturmayı tercih ettiğini, ekranlı masalarda sipariş oranının yüzde 35 daha fazla olduğunu gösteriyor. Araştırma, artan cironun yanısıra masraflarda azalma, daha iyi müşteri servisi, daha iyi marka kimliği ve sadık müşteri artışını isaret ediyor.
Şarap barlarında sıklıkla kullanılan İtalyan şarap servisi sistemi Enomatic’i çoğumuz tanıyoruz. Hani şu bara girişte nakit/kredi kartınızla istediğiniz miktar para yüklediğiniz ve anahtar kartın barda ‘içki pasaportunuz’ olduğu uygulama. Bir adım ötesinde tablet şarap menüleriyle yüksek rezolusyonlu büyük fotoğraflar ve detaylı açıklamalarla belli kriterlerde arama yapmak mümkün. Üretici, ülke, bölge, marka, üzüm cinsi, alkol oranı ve fiata göre döküm elde edilebiliyor, hatta şarap-yemek eşleştirmesi bile yapılabiliyor. Gordon Ramsey Vegas restoranındaki tabletlere yüklenmiş şarap listelerinden herkesin çok memnun olduğunun altını çiziyor.
Sisteme yiyecek-içecek endüstrisinin geleceği diye bakanlar olduğu gibi Boston’lu şef Michael Schlow gibi ‘Yemek tad, koku, heyecan ve hayal demek. Yeme-içmenin olmazsa olmazı birebir deneyimler ve kişisel ilişkiler. Bu iletişimi elektronikle başaramazsınız’ diyenler de var.
Kağıt menüler henüz hayatımızdan çıkacak gibi gözükmüyor. Kaldı ki bu sistemin ‘fine dining’de şimdilik geniş bir hayran kitlesi bulacağını sanmıyorum. Müşteri bu tür restoranlara yemeğin ötesinde insani ilişkiler için gidiyor, kendisiyle ilgilenilsin, şımartılsın istiyor, kişiye özel hizmet almayı bekliyor. Müdürle fikir alış-verişi, garsonla menü, sommelier ile şarap tartışmak da çoğu müşteri için restoran deneyiminin ayrılmaz parçası. Üstelik dijital dünyayla fazla içiçe yaşadığımız günümüzde bir süreliğine durup gerçek bir yemek molası vermek istiyor.