Zaten sisteme bakıldığında ülkenin gerçek lideri cumhurbaşkanı değil dini lider Ali Hamaney olduğu görülüyor. Bu tip rejimlerde insanların oy verip vermemesi pek bir şeyi değiştiremiyor. Seçime katılma şansını yakalayan adaylar da genellikle devrime ve tercihen Ali Hamaney’e yakın isimler.
İran’daki seçimlerde vatandaş kötünün iyisini bulmaya çalışıyor. Ahmedinejad kötülerden iyi miydi? Belki evet belki hayır. Ahmedinejad’ın İran’ın gerçek niyetini haykırarak dikkatleri ülkesinin üzerine çekmesi dünya için iyi oldu. Her ne kadar bunu egosuyla yapmış olsa da dünya İran’ın gerçek yüzünü görmüş oldu.
İran seçimlerine tüm dünya kitlenmiş olsa da yeni gelecek cumhurbaşkanının söylemleri dışında uygulama ve yaklaşımlarının değişmesini beklemek hayalperest bir yaklaşım olur.
Ne İsrail’e karşı tutumu, ne Suriye’ye ve Hizbullah’a, ne de nükleer silah programında bir değişikliğe gidileceğine inanmak oldukça güç. Kaldı ki İran Devrimi öylesine birbirinin içine geçmiş kompleks bir yapıyla korunuyor ki, cumhurbaşkanı değil dini lider bile bu durumu zor değiştirebilir.
Yeni bir cumhurbaşkanının seçilmesi İran’da neyi değiştirir diye soruyorsak, belki söylemler biraz yumuşar belki nükleer araştırmalara biraz ara verilir ve program durdurulmuş gibi yapılır ancak sonuçta pek bir şey değişmez.
İran’ın, ne İsrail, ne Ortadoğu, ne Suriye politikasını ne de nükleer programını değiştirmesi beklenmiyor. Seçilecek lider ılımlı gibi algılansa da, bu gerçek kafalardan silinmemelidir. Ilımlı lider İran’a bir miktar zaman kazandırır ve dünyanın gözünü boyayabilir. Ancak İran, tüm ekonomik zorluklara ve baskılara rağmen kültürü, programı ve gelenekleri olan bir ülke. Nasıl ABD’nin politikaları bir günde değişmezse İran’ın da politikaları değişmez.
***
Ortadoğu değişmekte ve insanlar değişim istemekte. Ortadoğu’da olanlar bazen dışarıdan etkileşim olduğu gibi bazen de yönetimlerin bazı koşulları empoze etmesi yüzünden, halkların patlamasına sebep olmakta.
Halkın yapısına ters koşullar sonunda tepkiye sebep olmakta ve önlenemez patlamalara sebep olmakta.
Vizyon sahibi liderler toplumun yapısını çok iyi analiz ederek kendi beğendiklerinden ziyade topluma uygun olanı uygularlar. Kaldı ki toplumun yapısını değiştirmek için bir liderin ömrü genellikle yeterli değildir.
Boyunduruk altında yaşamamış, kendi kültürü, kendi birikimi olan toplumlarda empoze ideolojiler çok sert geri teper. Yakın geçmişte bunun örneği Rusya’da görüldü. Toplumun yapısına son derece ters olan komünizm Rus halkına dayatıldı. Sonunda hem sistem hem de ülke çöktü.
Kısaca tarihe geçen ve tarihte kendi halkı tarafından hep sevgi ve saygıyla anılan liderler genellikle halkın isteklerini çok iyi analiz etmiş ve bu analizler üzerine doktrinler ve yapılar oluşturan liderlerdir. Diğerleri tıpkı Lenin örneğinde olduğu gibi tarihin tozlu sayfalarına kaldırılmışlardır.
Bu yazımla birlikte yaz tatili sebebiyle, olağanüstü bir durum olmadığı müddetçe, yazılarıma bir süre ara veriyorum.
Yakında tekrar görüşmek üzere…