Bütün İstanbul Çeşme’de sanki!.. İstanbullu olarak Alaçatı barlarından, restoranlarından birine girseniz hiç yabancılık çekmezsiniz. Herkes tanış!.. Tanımadığınız bir iki kişi görürseniz onlar da kesin Ankaralıdır. İzmirliler pek ortalıkta değiller!..
‘Çeşme’leri ellerinden alınmış gibi küskünler. Tahta sandalyelerinde oturup 3-5 liraya çay içip kumru yedikleri, sokaklarında salına salına gezindikleri, meyvelerinin ağırlığı ile evlerin bahçelerinden sarkan incir ağaçlarının dallarından balları akan bardacıkları koparıp oracıkta yedikleri günlerini özlüyorlar. İkinci merdiveni mekân edinen Özdemir’den salatalık turşusu, hemen yanındaki seyyardan sütlü darı aldıkları, ‘sütçü’nün inek pisliği kokan tarlasından kendi elleri ile mis gibi kokan domates, acur, biber, patlıcan topladıkları günlerini özlüyorlar. Haksız da değiller. Bu gelişimin dayanılmaz gücü karşısında çok az yer kendini koruyabiliyor. Kumrucu Hüseyin gibi!..
Evlerinin bahçelerinde otururken tepelerinden geçerek sessizliği bozan helikopterleri saymaktan artık yoruldular. Helikopter pistleri otobüs durağı gibi!.. Biri gidiyor öbürü geliyor!..
Alaçatı’nın dar sokaklarındaki ev ve dükkânların mütevazı sahipleri teklif edilen astronomik paralara karşı koyamadılar. Her mekân butik otel, restoran, bar veya dükkânlara dönüştü. Fiyatlar üçe katlandı. Yine de her taraf dolup dolup taşıyor. O dar sokaklarda birbirine sürtünmeden yürümek mümkün bile değil. Trafiği ise sormayın. Özellikle hafta sonları ana kavşaklar kilit vaziyette.
Magazin âleminin tüm önde gelenleri, her koyda bir yenisi kurulan Çeşme ‘beach’lerinde boy gösteriyorlar… Kaçar gibi yaparlarken, aslında paparazzilerin birinden diğerine doğru atıyorlar kendilerini! Bile bile objektiflere inceden inceye düşünülmüş frikikler verip ertesi günkü gazetelerde veya haftalık magazin dergilerindeki yerlerini garantiliyorlar.
Kısacası Çeşme’nin çivisi yerinden oynadı!
Çevremde, “Daha dur bakalım!.. Hele İstanbul-İzmir otoyolu tamamlansın, görürsün bak çivi nasıl çıkacak yerinden” diyenler çoğunlukta.
Merak edip araştırdım. İstanbul-İzmir otoyolu gerçekten de çok büyük bir proje... 8-10 saatlik bir süre gerektiren İstanbul-İzmir arasını toplamda 3,5 saate indirecek. En önemli etabı Gebze Dilovası’nı Bursa Orhangazi’ye bağlıyor. Bu etapta yer alan İzmir Körfezi Geçiş Köprüsü, 2862 metre uzunluğu ile Avrupa’nın en büyük, dünyanın ikinci büyük asma köprüsü olacak ve körfez geçiş süresini 70 dakikadan 6 dakikaya indirecek. Çalışmalar oldukça ilerlemiş durumda. Altı şeritli asma köprünün 2015 yılında hizmete açılması hedefleniyor. Projede 372’si teknik eleman olmak üzere 3 bin 700 kişi görev yapıyor. Yaklaşık 724 makine parkı bu proje için çalışıyor. Projenin ileri safhalarında çalışan sayısının 5 bine çıkacağı söyleniyor.
Aynı etapta yer alan, yarısı Yalova, yarısı Bursa il sınırları içinde kalan toplam 7020 metre uzunluğunda biri 3600 diğeri 3420 metrelik iki tüpten oluşacak olan Samanlı Tüneli’nin 3510 metresi tamamlanmış durumda. Yetkililer çalışmaların planlanandan 90 gün daha önde seyrettiği açıklıyorlar. Bu tünel ile birlikte İstanbul - Bursa arası bir saate düşecek. Yetkililer, 2012 yılının 15 Şubat’ında başlayan ve yüzde 50’si tamamlanan tüneli, 2014 yılı haziran ayında ikincisi ile birleştirileceklerini ve otoyolu 2015 yılı mayıs ayı itibariyle tamamen bitmiş haliyle trafiğe açacaklarını açıklıyorlar.
Ulaştırma Bakanlığı’nın otoyol güzergâhını şöyle duyuruyor: Dilburnu ile Hersek Burnu arasında inşa edilecek asma köprü ile geçerek, Yalova-Karamürsel Devlet Yolu’nu köprülü bir kavşak ile aşacak; daha sonra Orhangazi yakınlarında Orhangazi-Bursa Devlet Yolu’na bağlanacak. Orhangazi Kavşağı’ndan sonra güzergâh, Orhangazi ve Gemlik civarından geçerek Ovaakça Kavşağı ile Bursa çevre yolunu izleyecek. Bursa çevreyolu, doğu ve batı olmak üzere iki yönde devam edecek. Çevre yolunun batıya yönelen kısmı, Bursa’nın kuzeyinden güneyine bir yay çizerek, Karacabey Kavşağı’nda sona erecek. Otoyol, Karacabey Kavşağı’ndan sonra Ulubat Gölü ile Mustafa Kemalpaşa’nın güneyinden itibaren batıya yönelerek, Susurluk ve Balıkesir’in kuzeyinden Savaştepe’ye uzanacak. Savaştepe-Soma-Akhisar-Saruhanlı ve Turgutlu ilçelerinin civarından geçecek olan otoyol, İzmir Çevre Yolu üzerindeki mevcut Anadolu Lisesi kavşağına bağlanacak.
Kısacası İstanbullu evinin önünden arabasına binecek, kontağını açtıktan dört saat sonra Çeşme’deki evine veya oteline varacak. Havaalanına gitmek, koca koca bavulları taşıyıp güvenlikten geçirmek, sıraya girip check-in yapmak, ekstra bagaj ödemek, ikinci güvenlikten geçebilmek için kemerini, ceplerini, saatini hatta ayakkabısını çıkarmak, yaz günleri genelde rötarlı olan uçuşları sabırla beklemek, inişte bagaj aramak, Çeşme’ye gitmek için araç bulmak veya kiralamak gibi dertlerin hepsi geride kalacak. Üstelik arabası da yanında olacak!..
Söylemedi demeyin!..
Bugünkü hali ile yerinden oynadı dediğimiz “Çeşme’nin çivisi” var ya, seyredin siz bu proje bitince nasıl da ok gibi yerinden fırlayacak!
Vah benim geçmiş günlerini arayan hemşerilerime vah!.. Farkında değiller ki bugünlerini bile mumla arayacaklar!..