Darmaduman

Bizim medyada yok! Kimse Mısır’daki Kıpti Hıristiyanlara ne olduğunu yazıp çizmiyor. Oysa dış haber organları, ülkedeki hareketlenmelerin başladığından bu yana ve özellikle Başkan Mursi yerinden edildiğinden beri birçok kilisenin kundaklandığını, birçok Kıpti’nin Mursi yanlılarınca tehdit edildiğini ve öldürülenlerin olduğunu yazıyor. Oysa Mübarek’i indiren Tahrir göstericileri arasında Kıptiler de vardı ve önlerinde yeni bir dönemin açıldığını düşünüyorlardı. Ancak öyle olmadı.

Marsel RUSSO Köşe Yazısı
21 Ağustos 2013 Çarşamba

Yaz bitiyor. Sene ne zaman başladı, ne zaman eylülün kapılarına geldik belli değil. Sanki hiçbir şeye müdahale edemiyormuşuz gibi, sanki günler, haftalar, aylar parmaklarımızın arasından kayıp gidiyor gibi…

Şu olaylara bakın. Etrafımız ateş çemberi adeta. Memleket manzaraları deseniz şimdilik stand by pozisyonunda, ne olacak, ne bitecek belli değil. Suriye ve özellikle de Mısır şu anda medyanın ve dolayısı ile kamuoyunun odak noktasında. Siyasetin aktörleri Mısır’da yaşananlar üzerinden Türkiye’ye mesaj yollama peşinde… “Demokratik yoldan seçilen darbe ile gitmez” doğrusunu belletme telaşında. Gezi ile Adeviyye Meydanı arasında gidip geliyoruz, neyi ne ile eşleştireceğimizi bilemeden. Oysa denklem öyle görünmese de, basit… “Kimse kamuya ait bir yeri uzun zaman işgal edemez! Kimse böyle yerleri işgal ederek halkın hareket alanını kısıtlayamaz. Böylesi bir kısıtlama müdahale yolu ile ortadan kaldırılır vs vs vs…”… Hemen hemen aynı söylem!

Türkiye devlet geleneği olarak da demokrasi geleneği olarak da Mısır’ın çok önünde. Gelmiş olduğu olgunluk sınırını kolaya elde etmedi. Bu anlamda Mısır’ın daha önünde alması gereken çok yol var ve bu yol güllerle dolu değil, ne yazık ki… Türkiye’nin geçmişine kısa bir yolculuk, durumu özetleyecektir. Kaldı ki ülkemde demokrasi adına geçmiş ile hesaplaşma bugün bitmedi, yarın da bitmeyecek. Her durumda Mısır üzerinden içeri mesaj vermek, yine de talihsizlik.

Mısır’da yaşanan gerçek bir dram. Bir yanda, Nasır çizgisini geri getirmek için yola çıkan sosyalist – laik görüşlü gençlerin başlattığı bir hareket, öte yanda seçimle iş başına gelmiş bir başkanın ülkeyi din kodu ile yönetme isteme arzusu. Kıvılcımı çıkaran basit olarak bu… Elbette siyasi referansı olan hiçbir sosyal olayı bu kadar basite indirgemek doğru değil; hele hele işin içine darbe, asker gibi köşeli sözcükler girerse… Ancak şunu da itiraf etmek gerek. Seçimle demokrasi olmuyor. Mısır bunun en tipik örneklerinden biri… Demokrasi bir hayat görüşü, bir kültür… Başkan Mursi bunu sanki ıskaladı ve ülkedeki dengeleri sıkı sarstı. Oyunun içine asker girmeseydi ne olurdu? Ülkenin siyasi yapısı sorunu seçime taşıyabilir miydi? Bu konuda karamsarım. Bana kaos büyürdü ve aynı noktaya gelinirdi, bu kez kavga asker ile Mursi yanlıları arasında değil, toplumun iki kutbu arasında olurdu gibi geliyor.

Bizim medyada yok! Kimse Mısır’daki Kıpti Hıristiyanlara ne olduğunu yazıp çizmiyor. Oysa dış haber organları, ülkedeki hareketlenmelerin başladığından bu yana ve özellikle Başkan Mursi yerinden edildiğinden beri birçok kilisenin kundaklandığını, birçok Kıpti’nin Mursi yanlılarınca tehdit edildiğini ve öldürülenlerin olduğunu yazıyor. Oysa Mübarek’i indiren Tahrir göstericileri arasında Kıptiler de vardı ve önlerinde yeni bir dönemin açıldığını düşünüyorlardı. Ancak öyle olmadı.

Ortadoğu’nun zor bir coğrafya olduğu bir gerçek. Mısır bugüne dek bu bölgede Arap halkının amiral gemisi olarak algılanmış, öyle hareket etmiş. Dolayısı ile buradaki olayların getirip götürecekleri önem arz ediyor. Ancak bazı güncel gerçekler var, bunları inkar etmek olası değil: Feodal yapı, hızla büyüyen nüfus, refahın adil bir şekilde paylaşılmaması, inanç farklılıklarının siyasi erki ele geçirme uğruna devamlı kaşınması ve ilaveten kör cehalet, hep bugüne işaret ediyor. Umut halkın aydınlanmasında, çağdaşlığı yakalamasında. Bunu ne Amerika Birleşik Devletleri ne de Avrupa Birliği yapacak. Bunu Rusya ile Çin de yapmayacak. Onlar bu coğrafyanın insanı değiller, Buralarda neyin doğru neyin eğri olduğuna hüküm verecek durumda değiller. Dolayısı ile onlardan medet ummak veya onları göreve çağırmak ancak naŞle bir baskı oluşturur o kadar. Aydınlanmayı halkın kendi dinamiği gerçekleştirecek. Ancak başarıyı kendinden başarısızlığı başkasından bilen bir zihniyet ile bu dağın aşılabilmesi kolay değil gibi duruyor.