Özelikle Gezi Parkı olaylarından sonra toplum siyasi görüşünü hem sosyal medyada hem de meydanlarda daha fazla ifade eder duruma geldi. Siyasi yöneticilerin istememesine rağmen bu olaylar daha fazla spor ile ilişkilendirildi. Buna bir de şike süreci, Olimpiyatlar eklenince artık sadece spordan bahsetmek spor ile siyasetin birbirinden ayrılması neredeyse imkânsız bir hale geldi.
Spor tarihinde geçmişte yaşanan olaylara bakacak olursanız... Zaten spor ve siyaset hiçbir zaman ayrı kalamamıştı. Burada İngiltere-Arjantin arasındaki Falkland Adaları krizini ve Maradona’nın duruşunu hatırlayalım. Siyasiler sırf halka şirin gözükmek için futbola olan ilgiyi hiçbir zaman görmezden gelmemiştir. Yine 1968’de Meksika Olimpiyatları’nda siyah eldiven protestosunu hatırlayabiliriz.
Ülkemizde buna benzer iki örnek verebiliriz. Cenk Akyol’un NTVspor mikrofonunu yere atması ve ardından milli takıma seçilmemesi ile Emre’nin Fenerbahçe maçında, Rabia selamı vermesi Türk sporunda yaşanmış çeşitli siyasi tepkiler/mesajlar olarak kabul edilebilir.
Her zaman olduğu gibi zaten Gezi Park olayları spor dünyasından kendi kahramanlarını yarattı. Burada Beşiktaş taraftar grubunun Çarşı’nın ön planda olduğunu görüyoruz. Dider Drogba’nın olaylara kayıtsız kalmaması bile bir figür haline dönüşmesine yetti.
Siyasetin futbol dünyasına çok fazla hâkim olmasından dolayı, futbol dünyasının neredeyse tamamı yaşananlara kayıtsız kalmış durumda. Futbol dünyasının, düşüncelerini ifade etmekten çekindiğini düşünüyorum. Burada siyasi düşüncelerini ifade etmelerinden daha çok bunlara kayıtsız kalmaları çok fazla kabul edilebilir değil. Sonuçta Drogba’nın ifadesi şu şekildeydi: “Kalbim sizinle, İstanbul Taksim’de şu an olanlar çok üzücü ve büyük bir hayal kırıklığı. Umarım her şey kısa sürede normale döner, kalbim sizinle.”
Spor ve özelikle futbol merkezinde insan bulundurduğundan hem oynayan hem de seyredenler bakımından her yönüyle insanı, onun hayata bakışını, duruşunu da yansıtır. Spor ve siyasetin aslında birbirinden ayrı tutulması gerektiğini savunanlar olabilir. Fakat gözden kaçmaması gereken en önemli unsur ikisinin de merkezinde insan ve akıl bulunduğudur. Yöneticiler ne kadar bunları ayrı tutmak isterse istesin, spor ve siyaset ayrı tutulamaz.