Sekiz-dokuz yaşlarındaydım. Bir gün kendimi Büyükada’da Hesed Le Avraam’da buldum. Nasıl, neden orasını hiç anımsamıyorum. Evden gönderdiklerine göre bir bildikleri vardı. Orada yaşıtlarımı bulacak; hem eğlenecek hem de öğrenecektim. Terör, gibi sözcüklerin bilinmediği güzel günlerdi. Ne demir kapılar, ne güvenlik kulübesi... Dolayısıyla içeri girdiğimde karşılaştığım avlu da alabildiğine ferahtı. Çocuklar bir yerden diğerine koşuşturuyor, yetişkinler ise onları toparlamaya çalışıyordu. Sonuçta gruplar halinde içeri girdik; her grubun başında bir ‘büyük’ vardı. Bambaşka bir dünyadaydım. Göz aşinalığım olan bazı çocuklar dışında kimseyi tanımıyordum. Üçüncü sıraya geçip oturdum. Sağıma soluma baktım. Herkesin önünde dışı sarı karton, içi saman kağıdına basılmış kitaplar duruyordu. Sonra bir ağızdan ‘Amore Moşe geldi’ sesleri yükseldi. ‘Amore Moşe’ bizim gurubun önünde durdu. Herkese ‘hoş geldiniz’ dedikten sonra, yeni gelenlerin kitabı yanındaki arkadaşıyla paylaşmasını söyledi. Çıkışta bizlere de birer tane verilecekti. Daha sonra şarkılar söylendi. Etkinlik bitince ‘Amore Moşe’ bir ‘More Adereh’ verdi ve gülümseyerek, ‘Gelecek sefere görüşürüz’ dedi. Sonra da avludaki herkese, ‘Yarından sonraki gün Şabat. Temiz temiz giyinip geleceksiniz. Hem yemek yiyeceğiz, hem şarkılar söyleyeceğiz. Bir de piyangomuz var. Bakalım en büyük sürpriz ne olacak?’
İşte böyle tatlılıkla, sabırla, hiç bıkmadan bizleri yaz boyunca bir araya getirdi ‘Amore Moşe!’ Ve o diğer amore/amoraların arasında en sevdiğimiz ve saygı duyduğumuz kişi oldu. Bir gün olsun kimseye sesini yükseltmedi; kimseyi kırmadı.
***
Çocukluk yılları çabuk geçti. Büyüdük; aile kurduk. ‘Amore Moşe’ artık bizim için de Rav Benveniste oldu. Derken büyük oğlum Bar-Mitzva yaşına geldi. Bir genelleme değilse de, o dönemlerde Burgazlılar ‘Haleva’dan, Büyükadalılar da ‘Benveniste’den ders alırlardı. Böylelikle Rav Benveniste bir kez daha ailemize girdi. Oğlumu büyük sabırla yetiştirdi. Rav eve gelince kapı ve pencereleri kapatırdık. Zira birinin gür, öbürünün tiz sesi biraraya geldiğinde, ne tür bir makam oluşturduğunu anlatmak zor. Sonuçta oğlum Cumartesi sabahı peraşasını Şişli Sinagogu’nda kusursuz okudu.
***
Biraz daha büyüdüm, olgunlaştım. Yollarımız daha çok kesişmeye başladı. Eşi Fortüne Benveniste ile de yakınlaştık. Gerçekten örnek bir çift idiler. Sevgi, saygı ve huzur dolu. Rav Benveniste bu erdemlerini kendi çatısı altında olduğu gibi, diğer iki evi kabul ettiği Şişli ve Büyükada Sinagog’larında da aynı şekilde hayata geçirdi.
Büyükada’da rüzgar sözcükleri çok çabuk uçurur. Duyduklarımız kimi zaman sevindirdi, kimi zaman ise çok ama çok üzdü. Rav Moşe Benveniste asla şekilci bir din adamı olmadı. Yaşadığı sürece küçüğünden büyüğüne herkesi birleştirmiş ve aynı çatı altında toplamaya çalıştı. İnsan olmak, affedici olmayı da beraberinde getirir.
Rav Benveniste’nin sıcaklığını kimsede bulabileceğimi sanmıyorum; O’nunla bir dönem ‘erken’ kapandı.
Mekânı cennet olsun.