Son zamanlarda dengelerde bir gariplikler oluşuyor. Daha birkaç sene öncesine kadar İstanbul’da kaloriferler 29 Ekim’de yanardı. Ardından da yazlık giysiler yerlerini kışlıklara bırakırlar ve üst dolaplara ya da yatak altındaki yüklüklere kaldırılırdı. Oysa şimdilerde kaloriferler, gece gündüz ısı farkından dolayı çok daha erken devreye giriyor; ancak güneş öğle vakti hala sıcak. Dolayısıyla yazlık giysiler hâlâ kullanımda. Bunun en güzel örneğini çoğunlukla çocukların, kısmen de dinlenmek için çay molası veren orta yaş üstünün vakit geçirdiği parklarda görüyoruz. Güneşte koşturan miniklerin ceketleri çıkarılırken, gölgede kalan yaşlılar hırkalarını omuzlarına alıyorlar…
***
Sonbaharın gelişi, eşimle benim için sinema sezonunun açılışı demektir. Vizyondan kalkabilir çekincesiyle Woody Allen’ın filmini gördük. Gerçekten çok sevdik. ‘Mavi Yasemin’ adı bile sıra dışı. Ardından CRR’de feci bir dinleti izledik. Ondan sonra stop. Gün içi etkinlikler o denli yoğun ki, geceleri kapalı ortama girmeye ara verdik. Daha doğrusu bünye hala güneş istiyor. Sanırım pastırma yazına giriyoruz. Yağmurlar başlamazsa, bu hafta sonu hedef Burgaz veya Heybeli. Canım Büyükada’nın duyarsız turistler tarafından abluka altına alınması içimi acıtıyor. Yaptıkları ve bıraktıkları pislikler de cabası.
***
Cemaat etkinlikleri mekân açısından henüz tam oturmamış olsa da, takvim her an dolu. Yoğun bir hazırlığın ardından gerçekleşen dokuzuncu Limmud Kültür Festivali geniş bir aileyi yeniden bir araya getirdi. Limmud konusunda beni en çok rahatsız eden, es kaza katılmamış iseniz, ‘neden gelmedin?’ sorusudur. Nitekim eşimle Limmud’a yazıldıktan birkaç gün sonra bir antibiyotik alerjisi yüzünden, 3 Kasım Pazar günü yerimden kıpırdayamaz haldeydim. Eşim yalnız kalmamı istemeyince, ısrar ettim. ‘lütfen git, sonra olur olmaz sorulara cevap yetiştirmek istemem.’
4 Kasım Pazartesi günü Rav Moşe Benveniste’nin aylık duası Şişli Beth İsrael Sinagogu’nda yapıldı. Ne yazık ki, yine sağlık nedenlerinden ötürü katılamadım. Oğullarım gece geç geleceklerini söylemişlerdi. İkisinin de aynı anda geldiklerini görünce şaşırdım. ‘Hayrola?’ dedim. ‘Şişli’deydik. Benveniste’nin duasında’ cevabını verdiler. Daha da şaşırdım. Her vesilede sinagoga gitmezlerdi… İçim ısındı. Bar-Mitsvalarını Şişli’de yapan oğullarım için Rav Benveniste, ‘Rav’dan da öte, bir anlam taşımış olmalıydı.
***
“Her insanın ruhunun derinliklerinde sadece sevgi ve aşk mevcuttur. Ancak çoğu kez bu sevgi kalbin derinliklerinde saklanır. Sevmediğini zannettiğin kişiye iyilik yap, onu yargılama. Eninde sonunda kalbindeki sevgiyi keşfedeceksin.”
(Rav Moşe Benveniste’den)
Beşalah 5773