Batı Şeria’daki yerleşimleri ilk kez ziyaret ediyorum. Tel Aviv’den çıkıp Filistinlilerin yaşadıkları toprakların ortasından geçen ve kısa bir süre önce tamamlanan hızlı yoldan otuz dakika içinde Yahudi yerleşimlerine ulaşılıyor. İsrail’in Filistin toprakları ile iç içeliğini hep duyardım. Ama buna bizzat tanık olmak gerçekten farklı bir gözlem.
Batı Şeria’daki yerleşimleri ilk kez ziyaret ediyorum. Tel Aviv’den çıkıp Filistinlilerin yaşadıkları toprakların ortasından geçen ve kısa bir süre önce tamamlanan hızlı yoldan otuz dakika içinde Yahudi yerleşimlerine ulaşılıyor. İsrail’in Filistin toprakları ile iç içeliğini hep duyardım. Ama buna bizzat tanık olmak gerçekten farklı bir gözlem.
Ben Gurion Havalimanı’ndan Tel Aviv’e doğru yol alıyorum. Yıllar önce bende hayranlık uyandıran her tarafı yemyeşil, çiçeklerle süslü yollar beni eskisi gibi şaşırtmıyor. Son yıllarda İstanbul’daki çevre düzenlemeleri gerçekten oldukça başarılı…
Yolda şoför ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’ye sövüp duruyor. “Anlaşmazsanız üçüncü İntifada patlak verir” sözü İsrail halkını çok öfkelendirmiş anlaşılan. Kerry’nin kardeşinin Yahudi olduğunu, kardeşinin mi Hıristiyanlıktan Yahudiliğe geçtiğini, yoksa Kerry’nin mi din değiştirdiğini tam olarak bilmiyor. Ama dinini değiştirenlerden her zaman sakınılması gerektiğini söylüyor.
Tel Aviv’de de gözle görülür bir betonlaşma var, yeni semtler ve dikine yükselen çok katlı binalar alabildiğine kentlerin özelliklerini yok ediyor, yeşil alanlar azalıyor. Daire fiyatları dünya standartlarına göre gerçekten çok yüksek, bu yöndeki protestoların pek bir sonuç vermediği anlaşılıyor. Yine de sürekli genişletilen Hayarkon Parkı ve kıyı boyunca uzanan yürüyüş yolu kente nefes aldırıyor.
Batı Şeria’daki yerleşimleri ilk kez ziyaret ediyorum. Tel Aviv’den çıkıp Filistinlilerin yaşadıkları toprakların ortasından geçen ve kısa bir süre önce tamamlanan hızlı yoldan otuz dakika içinde Tapuah, Emmanuel, Beit-El, Ariel gibi Yahudi yerleşimlerine ulaşılıyor. 15 dakikada kontrol noktalarının bulunduğu sınıra vardık. Doğusundan batısına İsrail’in ne denli dar bir alanda yer aldığını ve Filistin toprakları ile iç içeliğini hep duyardım. Ama buna bizzat tanık olmak gerçekten farklı bir gözlem. Sanırım dünyanın hiçbir ülkesinde benzeri olmayan bir durum. Yol boyunca barışın ve bu ülkenin güvenliğinin ne derece önem taşıdığını düşündüm.
Hızlı yolun her iki yanında da Filistinlilerin yaşadıkları köy ve kasabalar yer alıyor. Caddeleri süsleyen Filistin bayraklarını seçebiliyorsunuz. Geçen araçlara taş atılmasını önlemek için yol boyu tel örgüler yerleştirilmiş.
Kontrol noktasından İsrail’e giriş yapmak isteyen Filistinliler sırayla kimlik denetiminden geçiyorlar. Ancak çalışma izni olanlar ve sağlık sorunları bulunanlar giriş yapabiliyorlar. Sabahları çok uzun kuyruklar oluştuğundan Tel Aviv’de inşaatlarda çalışmaya giden Filistinlilerin gün ağarmadan, erkenden sıraya girmeleri gerekiyor.
Ana yolun belli bir noktasından sonra her iki tarafın yolları birleşiyor. Filistinlilerin barakalarda satış yaptığı bu bölgeden Yahudiler son derece ehven fiyatlara alışveriş yapıyorlar; köy yumurtası, süt, et vs. her nevi gereksinimlerini gideriyorlar. Gerçekte iki halk arasında bir düşmanlık yok, kimileri bir asırdır karşılıklı nefret tohumları ekmeye çalışıyor.
İzlediğim bir video filminde on yaşında Filistinli çocuklara öğretmenleri bir ağızdan sloganlar attırıyor; “Yahudileri denize dökeceğiz, Yafa’yı, El Aksa’yı, Akka’yı geri alacağız!”. Bu tür söylemler ile büyüyen bir nesil barışı nasıl getirebilir?
Genelde villaların yer aldığı Ariel’in sokaklarında gezinirken tek bir kişiye rastlamadım. Belki de cumartesi günü olduğundan herkes evinde dinlenmekteydi. Yine de İstanbul’un sokaklarının canlılığına alışmış biri olarak yadırgamamak elde değil. Görüştüğüm kimseler ideolojik nedenlerle değil sadece kira veya mülklerin ucuzluğu ve Tel Aviv’e yakınlığı nedeniyle Ariel’de oturmayı yeğlediklerini söylediler. Bir de dağ havası insanları cezbediyor.
Evlerin balkonlarından bakıldığında karşı yamaçta, birkaç yüz metre ötede yer alan Filistin köyleri görünüyor. Neredeyse seslensen karşısı duyacak. Ariel sakinleri camilerden ulaşan ezan sesine aşina…
Bu haritada böylesi iç içe yaşayan ama birbirini düşman bilen iki halk... Mesafeler bu denli yakınken tel örgüler ve duvarlar hiçbir zaman aşılamayacak mı? Bunu zaman gösterecek…