Mikets peraşası, Yosef ve kardeşleri arasında süregelen hikâyeyi biraz daha detaylandırır. Yosef'in kardeşleri Kenan topraklarında yaşanan kıtlık nedeniyle, yiyecek olan tek ülke Mısır’a, yolculuğa çıkarlar. Mısır’a vardıklarında, baş vezir Yosef'in huzuruna çıkarılırlar ve Yosef onları tanır. Fakat kardeşler karşılarındaki adamın 22 sene önce köle olarak sattıkları kardeşleri olduğunu fark edemezler. Yosef, teşuva yapıp yapmadıklarını anlamak için hemen onları casus olmakla suçlar. Kardeşler aile tarihlerini anlatıp bir kardeşlerini geride bıraktıklarını söyleyince, Yosef doğru söylediklerini kanıtlamaları için, kardeşler en küçük kardeş Binyamin ile beraber geri gelene kadar, aralarından birinin rehin alınmasını emreder. Kardeşler eve döndükleri zaman, Rahel’in hayattaki tek çocuğundan bahsettikleri için Yaakov tarafından azarlanırlar. Yaakov, oğlunun güvenliğinden endişe duyduğundan, Binyamin'i Mısır'a götürmeleri için kardeşlere izin verme konusunda isteksizdir. Bu konuda Reuven öne çıksa bile Yaakov onun teklifini kabul etmez. Ancak bir süre sonra açlık sorun olmaya başlayınca Yeuda babasını ikna etmeyi başarır. Yaakov bir de beraha vererek kardeşleri yolcu eder. Biz bu berahadaki garip bir pasajı incelemeye çalışacağoz.
“Madem durum bunu gerektiriyor, öyleyse şunu yapın: Bagajınıza ülkenin en meşhur ürünlerinden alıp, adama hediye götürün; biraz pelesenk, biraz bal, baharat ve reçine, yerfıstığı ve badem. Yanınıza da iki kat para alın, ayrıca çuvallarınızın ağzında bulduğunuz iade edilmiş olan parayı da elinizde geri götürün – paraların iadesi belki de hata sonucudur.- Kardeşinizi de alın ve kalkıp adama geri gidin. Her-Şeye-Kadir Tanrı, adamın önünde size merhamet sağlasın. Diğer kardeşinizi ve Binyamin’i size vermek üzere serbest bıraksın. Ben ise – çocuklarımdan olmam gerekiyorsa – olacağım” (Bereşit 43:11-14).
Bu ifade biraz garip bir izlenim vermektedir. Burada merhamet dolu olması gereken Yosef veya Mısır yöneticisidir. Yaakov Tanrı’dan neden kardeşlere merhamet vermesi konusunda dua etmektedir? Rabi Mordehay Kametensky’nın açıklamalarına bakarak önce bu konuyla ilgili olabilecek Haftanın Peraşası gurubunun eski bir yayınında bulunan öyküye bakalım:
Rav Yosef Hayim Sonnenfeld, Polonya'da yaşamış olan Şadik bölgesi Rabisi’nin hikâyesini şöyle anlatır: Rabi göreve getirildiği zaman, bir yahid konusunda uyarılır. Bu yahid, hükümet muhbiri olarak bilinmektedir. Kendisinden önceki Rabiyi ve cemaat liderlerini kendisini sinagogda onurlandırmaları ve dualara liderlik etmesine izin vermeleri konusunda zorlamıştır.
Yeni Rabi, bu duruma müsamaha göstermeyecektir. Rabi’nin göreve başlamasını takip eden ilk Şabat duasında, bu yahid altıncı kişi olarak Sefer Tora okunuşuna çağrılır ve yerinden kalkan yahid sinagogun doğu duvarına doğru ilerlemeye başlar. Rabi aniden bağırmaya başlar: 'Nereye gittiğini zannediyorsun? Bir Yahudi'nin işleyebileceği en büyük günah olan, ispiyonculukta şüphe altındasın. Teva'ya kalkmayı bırak, Sinagog'a bile ne cüretle geliyorsun? Hemen burayı terk et!' Yahid olduğu yerde dona kalır. Kısa bir süre sonra sinagogdan hızla ayrılan Yahid, aynı anda yumruğunu sıkarak 'Sana bir ders vereceğim' şeklinde söylenir.
Birkaç ay sonra, aynı zamanda Moel olan Rav bir Berit Mila gerçekleştirmek üzere tren yolculuğuna çıkar. Rav'ın vagonu ispiyoncu yahid ve adamları tarafından ele geçirildiğinde, Rav şehrin yaklaşık bir mil dışındadır. İspiyoncu yahid vagonun ayak konacak yerine doğru zıplar. Rav'ın öğrencileri korku içinde geri çekilirler. Adam kendisini Rav'ın önüne doğru atar ve tüm cemaatten af dilemeye başlar.
Rav daha sonra duruma şöyle bir açıklama getirir: Kral Şelomo bizlere şöyle söyler: “Sudaki yansıma gibidir, bir insanın yüzü insana” (Mişle 27:19). Bu arkadaşı ihtar ettiğim andan itibaren tek yaptığım kendisinin iyi özelliklerini bulmaya çalışmaktı. Daha sonra, bu yahide karşı bir sevgi oluşturabilmek için konsantre olmaya başladım ve o sevgi ruhumda belirmeye başladı. Bu muhbir bugün karşıma çıktığında, bu sevginin farkına vardı ve karşılık verdi. Benim için, ona karşı duyduğum sevginin aynısını hissetti. Geçmiş hayatında yapmış olduğu kötü ve ahlaksız hareketlerin farkına vardı ve içten ve samimi duygularla Teşuva yaptı. Bu Teşuvasının tek sebebi, sevgidir.
Zlatchov bölgesi hahamı, Rav Avraam Hayim şöyle açıklar: Yaakov çocuklarına 'Baş vezirin kendilerine merhamet göstermesi için, kendilerinin de baş vezire karşı merhamet ile yaklaşmaları' gerektiğini anlatmıştır. Bu nedenle onlara “Tanrı, adamın önünde size merhamet sağlasın” demiştir.
Genellikle hepimiz önce karşımızdakinden merhamet ve sevgi bekleriz. Ancak böyle bir adım atmak konusunda da çok istekli olmayız. Hanuka bayramını kutladığımız bu günlerde toplumun her ferdine karşı sevgi ve merhamet ile yaklaşmak hepimiz için iyi bir başlangıç olacaktır. Zaman zaman cemaatimizin mensuplarıyla bir incir çekirdeğini bile doldurmayacak nedenlerden dolayı tartışma içine gireriz. Bu tartışma büyür ve hep karşımızdakinden taviz vermesini bekleriz. Hâlbuki öncelikle kendi kalbimizi sevgi ile doldurmamız gerekir. Ancak o zaman aynı sevgi ve merhameti karşımızdakinden görebiliriz. Hanuka mumları kalbimizi ısıtarak soğuklukları gidersin ve bir bütün olarak ebediyete akıp giden her sene daha büyük heyecan ve mutlulukla bu bayramı kutlayabilelim.