Tsedaka hayat kurtarır

Estreya Seval VALİ Köşe Yazısı
26 Mart 2014 Çarşamba

Küçükken Purim purimlanu, Pesah en la mano diye şarkı söylerdi büyüklerimiz. Purim geçti, şunun şurasında Pesah’a ne kaldı?

Güzel sözlere hep meraklı olmuşumdur. Çoğumuz gibi aslında. Yeniyetmeliğim çağında not ettiğim bir tanesinin, hayatımı şekillendirmede büyük rolü olmuştur. Tanrı ile ortak olmaktan söz ediyor, olunabilecek ve yatırımımızı iade edecek en iyi ortağın Aşem olduğunu söylüyordu. O günden sonra bağış yapmanın iyi bir edim olmanın yanı sıra, kendimiz için de faydalı olduğunu kavradım ve öğrenci iken ders de verdiğimden, ilk bağışlarımı yapmaya başladım.

Bundan otuz sene kadar önce, mekânı cennet olsun, “Bir Nisim Albala vardı”, bağış konusuna yepyeni bir yaklaşım getiren. Öyle güvenilir bir insandı ki, insanlar bağışlarını ona verirdi, o da hepsini cebine doldururdu. Akşam olduğunda günün yorgunluğu tabii, hesabını şaşırır, cebindeki bütün parayı (kendi parası dâhil, hak geçmesin diye) hayır derneklerine verirdi. Maddiyattan farklı bir şey yapmaya çalıştığımda, elimle hamurdan çiçekler şekillendirir, cam kaplara yerleştirir, satsın diye Mösyö Albala’nın dükkanına gönderirdim babamla. Onun parası da derneklere giderdi. 

Bilmeyenler şaşıracaktır ama o zamanlar bağışta bulunmak büyük formalite gerektirirdi. Öyle aklınıza gelen ya da gücünüzün ancak yettiği miktarı bağışlayamazdınız! Asgari bir para gerekirdi. Yoksa dönemin saf akılları bağışlarınızı reddederdi: “Bilmem ne kadardan aşağısını kabul etmiyoruz!” Aşem hepsini affetsin. Mösyö Albala’yı farklı kılan esnekliği, cömertliği ve çalışkanlığıydı. Kuzguncuk’u yeniden canlandırdı.

Şimdi neyse ki, her bütçeye uygun bağışlar var. Bu konuyu üstlenen muhterem insanlar eskilere göre çok daha sıcak, cana yakın ve yapıcı. Çeşitli derneklerimize bağış yapmak için, göz alıcı broşürlerinden yakınlarınız için albenili, özenle paketlenmiş, süslenmiş armağanlar seçiyor, bağışınızı öyle yapıyor, sizden talep ettiklerinde de parasını ödüyorsunuz. Yok ben öyle soğuk bir şekilde hediye göndermem diyorsanız, armağanı kendinize getirtiyorsunuz, bayramda da elinizle götürüyorsunuz. Bayram, düğün, dernek ya da maalesef cenaze... Her vesileye uygun bağışlar yıl boyu kabul ediliyor. Adaklarınız da aynı şekilde. Deneyin, kendinizi öyle mutlu ve rahatlamış hissedeceksiniz ki!

Size anlatacağım bağışla ilgili, başımdan geçen bir olay, belki de tüylerinizi diken diken edecek. Yoğun çalıştığım zamanlar gözlerimi, sırtımı ve boynumu dinlendirmek için öğleden sonra bir süre uzanırım. Beni iyi tanıyanlar saat 4 civarında aramamaları gerektiğini bilir çünkü çoğu zaman uyuyakalırım. Yine Purim civarıydı. Kestiriyordum ki, telefon çaldı. Saate baktım, tam 4... Kim olabilir diye sordum hayretle kendime. Telefondaki, hayır derneklerinden bir hanımdı. Geçen sene bağış yaptığımı hatırlatıyor, ‘bu sene de yapacak mısınız?’ diye soruyordu. Hiç düşünmeden ve fazla bir şey sormadan “tabii” dedim. Uykum açıldığından kalktım ve işime devam ettim. Az sonra yine telefon çaldı. Arayan, kocana geçmiş olsun dedi. Şaşırdım. Ne oldu ki kocama? diye sordum.

Özetle olay şöyle gerçekleşmiş. Gebze’den dönmekte olan kocam, birden bir şeyin arabasına çarparak korkunç bir ses çıkardığını duyuyor. Kendisi hiçbir cisim veya hayvana çarpmadığından emin. Önünde bir şey yok. Dikiz aynasından bakıyor. Arkasından gelen hiçbir vasıta yok. Trafik durmuş. Arabasını kenara çekiyor, iniyor ve o an dizleri titremeye başlıyor. TEM’e çıkan tek şeritli yolda, yüksekte boydan boya asılı o kocaman yeşil yol tabelalarından biri boylu boyunca yerde yatıyor ve otomobilin tavanını bıçak gibi kesmiş. Olabilecek diğer ihtimaller aklına geldikçe kendini daha da kötü hissetmeye başlıyor. Şirketini arıyor, olayı anlatıyor sonra da yola koyuluyor. Şikâyet etmeye kalksa, tabelanın parasını ondan talep ederler... maalesef.

Eve Aşem’in yardımıyla sağ salim döndüğünde geçmiş olsun dedikten sonra tek bir soru soruyorum. Olay saat 4’te mi oldu? Şaşırıyor: Sen nereden biliyorsun? Cevap veriyorum: Ben o saatte tsedaka vermiştim de...

Boşuna dememişler tsedaka hayat kurtarır diye. Pesah hemen önümüzde. İhtiyaç sahiplerini düşünürken, kendinize de iyilik edin sevgili okurlar.