Öğretmenler genellikle bir konuyu daha iyi anlatabilmek için öykülere yer verirler. Öyküler bazen çocuksu olsa, bazen de hiçbir anlam içermiyor gibi görünse de genellikle iyi irdelendiklerinde mesajlarını verirler. ‘Haftanın Peraşası’ ekibinin hazırlamış olduğu öyküler ve içerdikleri de böyle. İşte bunlardan birini daha sizlerle paylaşmak istedim.
Yaşlı bir adam sıcak bir yaz gününde parkta otururken ellerinde kazma kürek olan iki adamın yaklaştığını görür. Adamlardan biri birden yeri kazmaya başlar diğeri de sessizce onu izler. Belli bir boyutta çukur oluştuğunda ise kazmayı bitirir. İki adam geri çekilir bir süre bekler. Hemen ardından da diğeri açılan çukuru kapatmaya başlar. Kazan adam ise onu seyreder. Çukur açılmış, bir süre beklenmiş ve çukur kapatılmıştır. Bu olay parkta birkaç kez tekrarlanınca yaşlı adam merakına yenilir ve adamlara ne yaptıklarını sorar. Çalışanlar adama şöyle bir açıklama yaparlar. “Bakın biz ağaç dikme görevi yapan bir ekibiz ve üç kişiyiz. Birimiz çukuru açar, diğeri ağacı yerleştirir. Üçüncü arkadaş ise çukuru kapatır. Bu bir ekip işidir. Ağaç diken arkadaş bu gün gelemedi ama o gelemedi diye biz gündeliğimizi almaktan vazgeçmeyeceğiz.”
“İş imo veaviv tirau veet şabetotay tişmoru – her kişi anne ve babasına saygı gösterecek ve Şabat’larımı koruyacaktır. Ben Tanrı’nız Aşem’im.” (Vayikra 19/3)
On emir içinde peş peşe yer alan Şabat gününü kutsama ile anne ve babaya saygı emirleri çok kesin bir ifade ile imzalanmaktadır. “Ben Tanrı’nız Aşem’im”. Bilginlerimiz bu iki emir arasında Tanrı’nın emirlerine riayet etmenin anne ve baba saygısından daha evvel geldiği sonucuna varırlar. Yani bir kişi Şabat gününü kutsamak ister de anne babası bu konuda ona izin vermezlerse kişi anne ve babasını dinlemeyebilir. Burada durumu ilginç kılan Tanrı’nın Kendi’sini bir kez daha vurgulayan ifadesidir.
Şehrin birinde bir Rabi gençlerden oluşturduğu sınıfına ‘Kaşerut’ kavramını anlatmaktadır. Bu kavramın önemini kavrayan bir genç Kaşerut konusunda dikkat etmek istediğini Rabi ile paylaşır. Anne ve babasının da bu konuda ona destek olduklarını ekler. Yaklaşık altı ay boyunca genç Kaşerut kurallarına uygun olarak yaşar. Her şey yolunda giderken genç bu kez de Şabat günleri asansör kullanmamak konusunda bir karar verir. Bu kararı anne ve babası tarafından öğrenilince kıyamet kopar. Aile meclisi Kaşerut konusundaki desteğini de geri çeker. Genç, aileden biri ile birlikte Kaşer olmayan bir yere gönderilir ve orada Kaşer yiyeceklere veda eder. Gerekçe “gencin gidişatının iyi olmaması ve hayattan zevk alma şansını zora sokması” olarak açıklanır. Kaşer ve Şabat kurallarına bakma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Bilginlerimizin söylediği gibi kişi anne ve babasına saygı göstermekle yükümlüdür. Ancak Yaratıcıya gösterilmesi gereken saygı bunun üstündedir. Bir insanın oluşumunda üç ortak olduğu asla akıldan çıkarılmamalıdır. Anne, baba ve Tanrı. Anne baba saygısı kişinin aynı zamanda Tanrı’ya karşı görevlerinden bir tanesidir. Ancak Tanrı’nın emirlerini uygulamak da şarttır. Onaylarını almak için anne ve babasına karşı direnmesi gerekiyorsa bunu mutlaka ‘saygı’ sınırları içinde yapması, onları ikna etmeye çabalaması zorunludur.
Unutulmamalıdır ki öykümüzde de görüldüğü gibi içine yerleştirilecek bir fidan yoksa açılıp kapanan çukurun kimseye bir yararı yoktur.