Çürük elma

Köşe Yazısı
11 Haziran 2014 Çarşamba

NEDİM BÜYÜKABOLAFYA


Öncelikle Fenerbahçe Spor Kulübü’nü Soma faciasında hayatını kaybedenlerin ailelerine yardım amacı ile özel t-shirt yapması ve Fenerium’da satışa çıkarması çok dikkat çekici. Ayrıca Beşiktaş’la Soma aileleri için özel bir maç yapma kararı almaları da mutluluk verici. Asıl üzücü olan diğer kulüplerin buna benzer çalışmalarda bulunmaması. Bu çalışmaları için Fenerbahçe Spor Kulübü’nü kutlarım.

3 Temmuz kâbusunu unutmuş olmamalısınız, çünkü her an başka bir kapının ardından bize dil uzatarak ortaya çıkıyor. UEFA en son geçtiğimiz sezon başında yayınladığı bildirgede Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı kupalardan men ettiler. Şimdi de yeni bir bildirge yayınlayıp şike soruşturmalarında adları geçtiği için Sivasspor ile Eskişehirspor’u Avrupa kupalarından men kararı yayınladılar.

Buraya kadar her şey normal gözüküyor. Fakat bundan sonraki manzara pek iç açıcı değil. Sıralamanın arkasından gelen takımlar ya şike soruşturmasında adı geçiyor ya da UEFA’dan yeterlilik lisansı alamamışlar. Sıralama gereği Karabük futbol takımı Avrupa liglerinde oynamaya hak kazanıyor. Fakat Karabük yöneticileri garip bir kararla Avrupa liglerinde oynamama kararı alıyor. Bu durumda UEFA’nın tavrı yürütmede olduğu üzere ret edilme yüzünden boşalan yere aynı ülkeden başka takımı almak yerine başka ülkeden bir takım çağırıp mücadeleler için gerekli sayıyı tutturma arzusundalar. Anlayacağınız üzere Türkiye liglerinde ilk on sırayı paylaşan takımlardan sadece iki takım Avrupa ligine katılma hakkına sahip gözüküyor.

Yani sizin anlayacağınız şu an itibariyle Türk futbolunu Galatasaray’dan başkası temsil edecek gibi gözükmüyor.

Geçmiş günlerde ulusal gazetelerin bir de Lucescu ile yapılan bir röportaj yayınlandı. Soruların arasında her zamanki gibi Galatasaray’la olan ilişkisi,  Mancini’ye yaklaşımı gibi klişe sorulardan sonra “Türk takımlarında birinin Şampiyonlar Ligi’nde şampiyon olma olasılığı nedir?” diye soruldu. Cevaptan anladığım kadarı ile Lucescu hiç düşünmeden “Hiç yok” demiş. Sebep olarak futbol anlayışımızın Avrupa’nın çok gerisinde olduğunu, ayrıca Avrupa’dan gelen oyuncuların kendilerini çabuk ortama uydurduklarını ilk sezonun dışında çok da verimli olamadıkları izah etti. Söylediklerinin en önemli noktası Avrupa’da çalışma ortamının çok daha disiplinli olması, takımlara taraftarlardan resmi ürün alımında çok büyük destek olması idi.

Sözlerinin sonunda “Unutmayın ki İspanya, Almanya ve İngiltere’den her sene en az 4-5 takımın Avrupa liglerinde oynadıklarını ve bu takımların aynı istikrarı yıllarca koruduklarını” ilave etti.  

Haksız olduğunu düşüneniniz var mı?