“Ve o Bilam’ın ayağını duvara sıkıştırdı. (Bamidbar 22/27) Balak peraşası Tora’da çok özel bir yere sahiptir. Tora’nın genelinde doğaüstü olaylarla karşılaşmak bir sürpriz değildir. Kızıldeniz yırtılması, Mısır’a gönderilen cezalar ve daha birçok doğaüstü olayları okur ve bunları anlarız. Bu haftaki peraşada yer alan olaylar normalden daha farklı bir boyutta incelenmeli ve buna göre ders alınmalıdır. Özellikle Bilam’ın bindiği eşeğin onunla konuşması, sergilediği davranışlar Bilam gibi çok üst düzeye erişmiş bir peygamberin dahi düşeceği durumları göz önüne sermekte ve bundan ders almamızı istemektedir. Öncelikle Midraş Tanhuma’nın öğretisine bakalım:
Bilam’ın ayağının sıkıştırıldığı duvarın taşları Yaakov ile Lavan arasında Galed mevkiinde yapılan anlaşmanın taşlarıdır. Bereşit kitabı bu konuda şöyle der: Kötülük amacıyla ne ben sana doğru bu yığını geçeceğim ne de sen bana doğru bu yığını ya da bu anıtı geçeceksin. (Bereşit 31/52) Midraş Bilam’ı Lavan ile özdeşleştirir. Lavan şimdi Yaakov’a zarar vermek için kendi koydukları sınırı ihlal etmektedir. Bu noktada da uyarı amaçlı olarak duvar veya sınır onu cezalandırmaktadır. Bu sınır bu cezaya aynı zamanda şahitlik de etmektedir. Devarim kitabı 17/7’de bu konu ile ilgili şöyle öğretir: “… İlk önce şahitlerin eli olmalıdır.”
Bilam aslında manevi düzeyi çok yüksek olan bir yabancı peygamberdir. Midraş Moşe nasıl Bene Yisrael’e Tora öğretip doğru yolu göstermişse benzer şekilde toplumlara doğru yolu göstermek için de Bilam görevlendirilmiştir. Çünkü toplumlar Bene Yisrael’in Moşe gibi bir peygamberi var bizim yok gibi bir tartışmaya girme ihtimalini ortaya koymaktadırlar. Tanrı bu ihtimali ortadan kaldırmıştır. Ancak Bilam yüksek manevi gücünü ne yazık ki maddi istekleri doğrultusunda kullanmış ve asıl amacına hizmet etmemiştir. Bilam Bene Yisrael’e zarar vermeden önce defalarca uyarılmıştır. Tanrı onun gitmesini istememiştir. Bilam’ın buna çok hevesli olduğunu görünce de onu sınamak amacı ile söyleyeceklerine dikkat etmesi şartıyla gitmesine engel olmamıştır. Bilam sadece duvar tarafından değil üzerine bizzat bindiği eşek tarafından da sözle uyarılır.
“Tanrı eşeğin ağzını açtı.” (Bamidbar 22/28)
Kli Yakar olayı şöyle değerlendirir. Tanrı’nın eşeğin konuşmasını sağlaması Bilam için bir başka uyarıdır. Bilam sahip olduğu peygamberlikten dolayı ortaya çıkan kibir nedeniyle uyarılmaktadır. Çünkü eğer Tanrı isterse bir eşek dahi dile gelebilir ve melekleri görebilir.
Gerek Kli Yakar gerekse Midraş Tanhuma bir ‘raşa’ olarak bilinen Bilam’ın yanlış yapmaması için farklı şekillerde defalarca uyarıldığını ortaya koymaktadır. İşte hepimiz yaşamda yanlış yapmadan önce farklı zamanlarda ve farklı şekillerde uyarılar alırız. Asıl olan bu uyarıları zamanında fark ederek yanlışlardan dönmek ve gitmemiz gereken yolda yürümektir.