1978 yılının sonbaharında, Amerika’nın Ohio Eyaleti’ndeki bir çiftlikte, tahıl kamyonunun arkasından atlayan bir adamın yüzüğü, kamyon kasasını çevreleyen çengellerden birine takılır ve parmağı kopar…
Adam, büyük bir soğukkanlılıkla kopan parmağı yüzükle birlikte asılı kaldığı yerden alarak içi buz dolu bir kaba koyar. Parmak, Kentucky Hastanesi’nin mikro cerrahi kliniğinde yerine başarıyla dikilir. Adamın parmağının kopmasına neden olan evlilik yüzüğüdür… Hastanede yattığı günlerde, başucunda bekleyen karısı Janet Elizabeth Shearon ile 1962 yılının 28 Ocak günü ölen üç yaşındaki kızları Karen Anne’nin, ilaç kokulu hastane günlerini bir kez daha yaşarlar. Kızlarının gözlerini hayata kapadığı bu tarih, çiftin altıncı evlilik yıldönümüdür!
Yeşilçam’da izleyiciyi en çok güldüren aşk sahnelerinden biri de pilot rolündeki Şener Şen’in sevdiği kıza uçağıyla yaptığı kurlardır. 1977’de çekilen ‘Gülen Gözler’ filminde, Ayşen Gruda’ya âşık olan Şener Şen’in adı ‘Vecihi’dir. Pilot Vecihi, uçağıyla Ayşen Gruda’nın evinin üstünde uçmakta ama her seferinde sakarlığıyla eve zarar vermektedir. Kızın annesi Adile Naşit, iki sevgilinin evliliğine taraftar olsa da, babası Münir Özkul Vecihi’nin uçağına iniş izni vermeyen uçuş kulesi rolündedir. Sinemamızın en saygın sanatçılarının bir araya geldiği bu film, komedi dalının başarılı örneklerinden biri olsa da, Vecihi adının, uçuş tarihimizin en saygın, en değerli adlarından biri olduğu izleyicilerin büyük çoğunluğu tarafından bilinmez.
Vecihi Hürkuş, gökyüzü tarihimizde ilklere imza atan bir pilottur. 1917’de, Kafkas cephesinde, ilk Türk hava zaferi onun sayesinde kazanılmıştır…
1918 yılında, Ruslardan ele geçirilen Nieuport uçağının bozulan pervanesinin yenisini yaparak bir ilki gerçekleştirmiştir…
Kurtuluş Savaşı sırasında, uçakların kanatlarının onarımı için gerekli olan jelatin ve emait imalatını o başarmıştır…
İzmir’e ilk giren ve hava meydanını işgalden kurtaran pilotumuz Vecihi Hürkuş’tur…
Kurtuluş Savaşı’nın ilk ve son uçuşunu yapan da odur…
Kurtuluş Savaşı’nda, TBMM takdirnamesini üç defa kazanmıştır…
1924 yılında, İzmir’de ilk Türk uçağını yapmıştır…
1930 yılında, İstanbul’da, tarihimizdeki ilk sivil uçağı yapan ‘Pilot Vecihi’den başkası değildir…
1933 yılında, ilk deniz uçağı onun elinden çıkmıştır…
1934 yılında, ilk kadın pilotumuz olan Bedriye Gökmen Bacı’yı yetiştirir…
Ankara’da, 1936’da uçan ilk Türk planörlerinin uçuşunu gururla seyreden imalatçı da Vecihi Hürkuş’tur…
İlk Türk özel hava yolları kuruluşunu 1954’de kuran kimdir dersiniz?
Türkiye’de, toprak altındaki radyoaktif zenginliği keşfeden uçağı kullanan yine pilot Vecihi’dir…
Şener Şen’in beyazperdede herkesi güldürdüğü ‘Pilot Vecihi’nin hayatı hüzünle doludur oysa… Kız kardeşi Remziye Hanım’ı, Yunan savaş uçaklarının 12 Ocak 1921’de Eskişehir’e yaptığı hava saldırısında kaybeder. Babaları Binbaşı Bedri Bey, Kurtuluş Savaşı’nda şehit düştüğünden öksüz kalan Emel, Nahit ve Eribe adlı üç yeğenini yanına alır. Ne var ki, Emel yolda can verecektir…
29 Ekim 1936’da, Cumhuriyet’in 13. yıl kutlamalarında yapılan havacılık gösterilerinde büyük bir uğursuzluk yaşanılır: O gün, Türkkuşu Başöğretmeni Vecihi Hürkuş’un eğittiği paraşütçülerin atlayışı merakla beklenmektedir… Vecihi Bey’in aklı, paraşütçüler arasındaki 17 yaşındaki bir genç kızdadır. Bir kez deneme atlayışı yapan genç kız, hastalanınca sonraki günlerdeki çalışmalara katılamamıştır. Yeterli sayıda atlayış yapmamış olsa da, Vecihi Hürkuş’a böylesine anlamlı bir günde atlayış yapmayı çok istediğini söylemiş, adeta yalvararak izin koparabilmiştir.
Uçak, kutlamaların yapıldığı Ankara Hipodromu’nun üstüne geldiğinde kapıda genç kız belirir. Vecihi Hürkuş, yüreğinde bir şüpheyle ve sanki biraz da pişmanlıkla uçağa bakarken, genç kız kendini boşluğa bırakır…
Ciğerleri parçalanırcasına bağırır Vecihi Bey: “Açççç… Paraşütünü açççç… Aç artııııkkk!” 800 metreden atlayan genç kız hızla yere düşmekte, paraşütü açılmamaktadır… Düz bir şekilde başlayan düşüş esnasında paraşüt devreye girmediği için, havada dengesini kaybeden genç kız taklalar atmaya başlar… Paraşüt yere 100 metre kala açılsa da, sert bir şekilde çamur zemine düşmesine engel olamaz.
Vecihi Hürkuş, yanına koştuğu genç kıza sıkıca sarılır. Ağzından kan gelirken, “Babacığım, kabzayı çektim, çektim, çok uğraştım ama paraşüt açılmadı,” diyerek kendisini teselli etmeye çalışan ve kaldırıldığı hastanede son sözleri “Babacığım, üzülme iyiyim,” olan genç kız, kız kardeşi Remziye Hanım’ın çocuğu Eribe’den başkası değildir.
Yaşamının son yıllarında, kurduğu hava yolu şirketinin kapanmasına yönelik baskılara ve suikastlara dayanamayan Vecihi Bey iflas eder; borçlarından dolayı Kurtuluş Savaşı’nda gösterdiği kahramanlıklardan dolayı bağlanan maaşına bile haciz konur… Ve Ankara’da anılarını yazarken beyin kanaması geçirir…
‘Pilot Vecihi’, 16 Temmuz 1969’da toprağa verilir…
O gün, Ay’a adım atacak ilk insanı taşıyan Apollo 11 Dünya’dan ayrılmaktadır!
Amerika’da milyonlarca insan, havacılık tarihlerinin bu en önemli gününde bir araya gelirken, aynı gün toprağa verilen Türk havacılık tarihinin büyük kahramanı Vecihi Hürkuş’un, cenazesine katılan insanların sayısı, iki elin parmağını geçmemektedir.
Ay’da yürüyen ilk insan Neil Armstrong, kendisi gibi pilot olan Vecihi Hürkuş’un ruhunun, Apollo 11’le birlikte gökyüzüne yükseldiğini elbette bilemez… Tıpkı, evlilik yüzüğünün on yıl sonra, 1978’de, Ohio’daki çiftlikte bir kaza sonucu parmağını koparacağını bilemeyeceği gibi!
Neil Armstrong ve Vecihi Hürkuş… 16 Temmuz 1969 tarihinde, kızlarını kaybetmenin acısını taşıyan iki babanın yüreği birlikte ayrılırlar dünyadan!
Gülen Gözler filminin sonu mu? Münir Özkul sonunda razı olur ve Ayşen Gruda’yla evlenen Pilot Vecihi parmağına evlilik yüzüğünü takar.