#Cehalet

“Bilginin en büyük düşmanı cehalet değil, bilginin illüzyonudur,” demiş Amerikalı tarihçi Daniel J. Boorstin. Hoşuma giden bir sözdür çünkü cahil insandan daha tehlikeli olan, cahil olduğunun farkında olmayan kişidir. Tarih okumayan, güncel olayları sadece tek taraflı medyadan takip eden, zaten yabancı medyayı takip edebilecek kadar yabancı bir dile hâkim olmayan, bir dinle bir ülkeyi ayırt edemeyecek kadar cahil olan…

Joelle PİNTO Köşe Yazısı 0 yorum
16 Temmuz 2014 Çarşamba

Bilginin en büyük düşmanı cehalet değil, bilginin illüzyonudur,” demiş Amerikalı tarihçi Daniel J. Boorstin. Hoşuma giden bir sözdür çünkü cahil insandan daha tehlikeli olan, cahil olduğunun farkında olmayan kişidir. Tarih okumayan, güncel olayları sadece tek taraflı medyadan takip eden, zaten yabancı medyayı takip edebilecek kadar yabancı bir dile hâkim olmayan, bir dinle bir ülkeyi ayırt edemeyecek kadar cahil olan… En tehlikelisi ise bilgi sahibi olmayan kişilerin, fikir sahibi olmasıdır.  Hele de bilgisiz olan kişiler bir ‘sanatçı’, ‘twitter fenomeni’ veya bir şekil yüz binlerce takipçiye ulaşmış sosyal medya meraklıları ise.  Esas tehlike budur; bilginin illüzyonunu aktarmak. Bilgi doğru olmadığı için, aktarılan saf nefret olur. 

***

Bu paragrafı tahmin ettiğiniz gibi bir insana bağlamayacağım, İsrail ile Yahudiliğin ayrımını da anlatmaya başlamayacağım, Irak’tan başlayıp Nijerya’dan çıkarak insanların dindaşlarını nasıl katlettiğine de girmek istemiyorum. Neden onu boykot ediyorsunuz, bunu boykot etmiyorsunuz da demeyeyim. Ancak pazartesi akşamının twitter’da TT olan (en çok bahsedilen) konularından ‘Yahudi Mallarını Boykot Ediyoruz’ (Niye ‘Yahudi’ malları?) konusunda değineceğim, dayanamadım. 

Haydi, boykota başlayalım… Sabah oldu, ofisinize gittiniz.  Artık ofisinizdeki faksı kullanamazsınız, çünkü o bir Yahudi icadı.  Bilgisayarınızı açtınız, bugünden itibaren facebook’a giremezsiniz, unutmayın, boykot! Beş yüz arkadaşınızla buradan haberleşemezsiniz. Viber’dan bedavaya ararım deme şansınız da yok. O da boykot! Yapacak bir şey yok. Öbür ekrandan Google’a bağlandınız, hayır artık bağlanamazsınız. Google da boykot. Bu arada çalışırken, kaybetmek istemediğiniz bilgileri artık USB Flash Drive’a atamazsınız. Zaten bilgisayarınızı da aslında kullanamazsınız. Intel Processor da Yahudi icadı. İşiniz zor, unutmayın faks da çekemiyoruz artık. VOIP teknolojisini de kullanamazsınız, telefonda ucuza konuşmak artık bitti. Kalemlerinize sarılmadan ufak bir not; tükenmez kalem de kullanmıyoruz. 1938’de bir Yahudi keşfetti. Ofiste çok da bir şey yapamazsınız sanki. Ancak yılmak yok, boykota devam…

İşten çıkıp markete gittiniz, alışveriş arabasının bir Yahudi icadı olduğunu unutmayın. Takın sepeti kolunuza, biraz ağır olur belki ama boykottan ödün vermemek lazım. Yaz renklerindeki rengârenk rujlara gözünüz takılmasın, ruju 1915 yılında Maurice Levy keşfetti. Yahudi icadıdır, boş verin. Bu arada marketlerde kullanılan barkod tarayıcısının içindeki lazeri de Yahudiler yaptı. Galiba marketten de alışveriş yapamıyorsunuz bu durumda. Alışverişe başlamadan çıkın.

Bu arada sakın ola sinirlenmeyin, kalbinize bir şey olmasın çünkü kalbi çalıştıran cihazları da boykot ediyoruz. Bütün bunlar tabii Yahudilerin bulduğu ilaç ve aşıları kullanmadan, belli bir yaşa gelmişseniz… Uçuk, menenjit, gut ilaçları, doğum kontrol hapları, MS ilacı Copaxone, çocuk felci aşısı, Hepatit B aşısı, çiçek aşısı, Valyum, Prozac ilk akla gelenler… Her şeyin başı sağlık, çok iyi bakın kendinize. Boykot edecek çok şey var. Sulama sistemleri, walkie talkie’ler, paslanmaz çelik, yaz yaz bitmiyor ama benim yerim bitti…  #Huzurlu, #SağlıklıGünler.

 

1 Yorum