- İniyor musunuz?
- Bayramda neredesiniz?
- Ada’da adam kalmadı; kasvet, kasvet
- Bir an evvel toparlanmalı…
Bu sohbetler devam ederken bir kısım insanlar da kumsal sahillerinde veya başka mekânlarda eylül denizinin ve tatlı tatlı ısıtan güneşin keyfini sürüyorlar.
İyi niyetle de olsa, bayılırız birbirimizin iç işlerine karışmaya. Böyle durumlarda çok ‘A’sosyal görünmemek için en iyi çare uyku konumuna geçmektir…
***
Söylediklerimle çelişkili olarak, çok da yardımsever bir halkız. Nora’yı sabah vapura binmeden çay keyfi yaptığım belediye kahvesinde tanıdım. Zayıf, sarışın, pejmürde, yaşını almış bir bayandı. Çoğu kez bir iskemle alır, sigaradan kalınlaşmış sesiyle, ‘Kim Nora’ya pazardan domates almak için yardım edecek? Peki, türlü için patlıcan, kabak istemez mi?’ derdi.
Gelen geçen bir şeyler verirdi. Günü rast gitsin diye, uğur parası veren birçok işadamına tanık oldum. Nora dilenci değildi. Şahsına münhasır bir kadındı. Kimi zaman bir tanıdığı ile oturup ikram edilen çayı içer, yüksek sesle sohbete başlardı. Rum kökenli olan Nora’nın yaşam öyküsünü bölük pörçük de olsa bu konuşmalardan öğrendim. Görmüş geçirmiş bir kadındı. Onu hiç aramayan bir oğlunun varlığından, beklediği bir mahkeme kararından söz eder dururdu. Alkolle arası fazlasıyla iyiydi. Çok renkli bir kişiliği vardı, ama akli dengesi de pek sağlam değildi.
Bu yaz Nora’ya hiç rastlamadım. Hastanenin orada bir barakada yaşardı. Merak ettim, tanıdıklara sordum. Nora’yı cemaati sahiplenmiş. Bir türlü evinden, kedilerinden, köpeğinden, döşeğinden ayrılmak istememiş. Çöp ev haline gelen barakayı cemaat temizlemiş paklamış; yeni bir yatak almışlar ve yaşanır hale getirmişler.
Kış vakti Nora çok hastalanmış. Tahminen çevredekiler evin karşısındaki hastaneye haber vermişler.
Doktorlar kadın iyileşinceye kadar gün aşırı muayeneye gelmişler; ilaçlarını vermişler, iğnesini yaptırmışlar.
İşte böyle de karşılıksız yardım etmeyi seven insanlarımız var.
Nora’yı hala görmedim. Komşuları sabahın erken saatinde kapısının önünde bekleyen onlarca kediyle yüksek sesle konuştuğunu söylüyorlar.
***
Geçtiğimiz hafta, gazetemiz Onursal Başkan Bensiyon Pinto’nun ameliyatı üzerine ‘geçmiş olsun’ haberini yazdı.
Köşemin müdavimleri belki haberi görmemişlerdir diye Başkan’a tekrar geçmiş olsun diyor ve her zamanki iradesini nekahat döneminde kullanmasını temenni ediyorum. Pinto Ailesi’nin Roş Aşana’yı evlerinde geçirmeleri dileğiyle.