Cristiano Ronaldo ve Veysel Sarı’yı aynı yazının öznesi yapmaya çalışacağım. Biliyorum işim kolay değil, lakin Türk futbolcusunun tembelliğini kağıda dökmek lazım bir noktada... Yazıda ben Cristiano Ronaldo yazayım; siz bunu kendisini geliştirmeyi ilke edinmiş bir futbolcu ismiyle değiştirin. Ben Veysel yazayım; siz bunu hayatının şansını yakaladığı yerde kendisini geliştirmediği için tutunmayı beceremeyecek olanları düşünün...
Ronaldo’yu aklınıza getirin... Manchester United’da spot ışıklarının altındayken kariyerinin en iyi sezonlarını geçiriyor, Alex Ferguson gibi efsane bir menajerle çalışıyor, İngiliz basınının manşetlerinden inmiyor ve henüz 22-23 yaşlarında dünyanın en iyi futbolcularından biri olup olmadığı tartışılıyor... Ardından Real Madrid’e transfer olarak bir futbolcunun gelebileceği en üst seviyeye çıkma şansını elde ediyor... Buna karşın bir gün olsun kendi doğrularından şaşmış değil... Her geçen gün üzerine koyarak, çok ama çok çalışarak, futbol dünyasında hak ettiği değeri gördü. Önceleri onu futbol dışı nedenlerle eleştiren insanlara inat, emeğiyle, alın teriyle, hırsı ve çalışkanlığıyla özellikle son bir yılda taraflı-tarafsız herkesin takdirini kazandı. Sadece Ronaldo özelinde düşünmeyin bunu... Bileğinin hakkıyla, olması gereken yere geldiğinde orada tutunmak için elinden geleni ardına koymayanı, çalışmaktan imtina etmeyen birini koyun bu paragrafın özne gerektiren yerlerine...
Ve sonra dönüp bakın yurtiçine... Veysel Sarı’yı ele alın örneğin... Yaklaşık dokuz ay önce Eskişehirspor’dan Galatasaray’a transfer oldu. Bir Türk futbolcusu için kariyerinin piyangosunu hem de 26 gibi olgun sayılabilecek bir yaşta tutturdu. Futbol zekâsında ocak ayından bu yana aşama kaydedebildi mi peki? Ya da kendisini diğerlerinden ayrı kılabilecek ekstra bir özelliği olduğunu gösterebildi mi? Hiç “Veysel, Galatasaray’ın olmazsa olmazı” dedirtebildi mi?.. Elbette Veysel Sarı tek kötü örnek değil, yazının zaten amacı Veysel’i yerin dibine sokmak değil... Peki ama dünden bugüne kaç Türk futbolcusunun yeteneklerini çalışkanlıkla birleştirip kendisini Avrupa seviyesine taşıyabildiğine tanıklık ettiniz?... Saydığınızda iki elin parmaklarını geçen futbolcu sayısına ulaşabiliyor musunuz?...
Maalesef bu topraklarda yetişen insanların birçoğunun genetiği bu şekilde kodlanmış... Tembelliğin tutsağında kala kala az çalışmayla alışmış bir dolu insan var çevrenizde... Bulunduğu konumun bilincine varamamış, kendisini vazgeçilmez sanan insanlar mevcut her yerde... Hayatınızın birçok noktasında Veysel Sarı’lar var... Siz kendi çapınızda ne kadar Cristiano Ronaldo olsanız da o Veysel Sarı’lara teslim oluyorsunuz... Ne yazık ki...