NEDİM BÜYÜKABOLAFYA
Sezon başında Bayern Münih’in, Real Madrid’den renklerine bağladığı Xabi Alonso, ilginç bir rekora imza attı… Bayern’in Köln’ü 2-0 mağlup ettiği karşılaşmada Xabi, topla tam 206 kez buluştu.
32 yaşındaki yıldız böylece, Bundesliga’da bir maçta topla en fazla buluşan futbolcu unvanını aldı. Önceki rekor, topla en fazla 187 kez buluşan bir başka Bayern Münih’li Thiago Alcantara’ya aitti.
Dördüncü haftası oynanan Spor Toto Süper Lig’de topla en fazla buluşan futbolcu, Fenerbahçeli Emre Belözoğlu. Tecrübeli oyuncu, forma giydiği üç maçta toplam 288 defa topla buluştu. Bu üç karşılaşmanın tamamında sahada yer alan Emre’nin maç başına topla buluşma sayısı 96 (56 saniyede 1, Xabi Alonso’nun yaklaşık 3’te 1’i). Dörder maç oynayan Sivassporlu Cicinho 276 kez ile ikinci, Eskişehirsporlu Rahim Lawal 255 kez ile üçüncü sırada yer aldı.
Geçtiğimiz haftalarda oynanan derbide Snayder cezayı Fenerbahçe’ye keserken mesajı hem Fenerbahçe’ye, hem kendi takımına hem de Türk futboluna verdi. Hollandalı attığı iki mükemmel golle şu mesajı vermiş oldu: “Bu zihniyetlerle gider; kişileri kurumların üstünde tutar, iç çekişmelerinize teslim olur, para yönetimini beceremez, popülizm peşinde koşar, ileriye dönük hiçbir adım atmaz veya bu adımları yeterince korumazsanız değil yüz, iki yüz yıl da geçse bir arpa boyu ilerleyemez, bir ileri bir geri gidip durur ve güzel bir gol izlemek için benim gibi adamlara duacı olursunuz!”
Öncelikle doğru düzenin, doğru sisteminin kurulması gerekir. Yoksa ülkemizin Avrupa’dan çok gerilerden kalacağına eminim. Bu ülkede sporun iyi yönetilmediğini düşünüyorum.
Futbolun ekonomik çöküşü herkes tarafından gözlemleniyor. Bunu engellemek adına bir çalışma görünmüyor. Umarım, tam da yerle bir olmadan buna müdahale edilir. Kulüp başkanları kendiişlerinde çok başarılılar ama kulüp idarelerinde aynı başarı yok. Büyük kulüplerin, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor ve Beşiktaş, hiçbirinin 500 milyondan aşağı borcu yok. Futbol Federasyonu delege sisteminin değişmesi ile federasyonun kulüp baskısından kurtarılması gerekiyor. Federasyon başkanları özgür olarak çalışmalı, siyaset bir an evvel futboldan çekilmeli, özerklik mantığı sözde kalmamalıdır. Kulüp ve milli takımımızın durumu ortadadır. Passolig uygulaması şu anda çok başarılı olmadı. Her geçen gün tribündeki seyirci sayısı azalıyor. Bir takım olumsuz seyirciyi uzaklaştıralım derken olumlu düşüneni de uzaklaştırdık. Bunları tekrar gözden geçirmek gerek. Türkiye’deki futbol sistemi kendini iyi idare edecek insanları yetiştirmiyor. Ne antrenör, ne oyuncu, ne de idareci, hiçbir şey yetiştiremiyor. Futbol halkın malıdır, halk malına sahip çıkmalıdır. Futbol bir spor değil sosyal olaydır.
Fatih Terim Avrupa’da en pahalı antrenörlerden birisi. Buna layık görüldü. Türkiye’ye çok önemli başarılar kazandırdı. Şimdi de kendisine Türkiye Futbol Direktörlüğü görevi verildi. Türkiye Futbol Direktörü olarak geçen eylül ayında göreve geldi. Bu 14 ay içinde sorunların düzelmesi açısından projeler olması gerekirdi. Fakat bir sonuç yok.
Fatih Terim, Mancini ve Prandelli’nin de tamamen İtalyan işi soygun olduğunu düşünüyorum. Mancini ve Prandelli Galatasaray’da başarılı olmadı. Olması da beklenemezdi. Öncelikle ikisinin de sahayı okuma ve takımı değiştirme yeteneklerinin olmadığını gördük. Fatih Terim’in de milli takım da durumu ortada.
Prandelli’nin öğrencilerini ilk Dortmund maçında kaleye yedi şut çekmişler sadece, bir isabet. Dortmund ise yine kaleye yedi şut çekiyor bunun altısı kaleyi buluyor, dördü ise zaten gol oldu.
Futbolumuzun son durumu bu…