“Çocuklar büyüdüler. Esav usta bir avcı, bir kır adamı oldu. Yaakov ise çadırlarda oturan kusursuz biriydi” (Bereşit: 25:27).
Raşi Esav ve Yaakov arasındaki zıtlıkları şöyle açıklar: Esav gerçek davranış ve tutumlarını babasından saklamış ve onu kandırmıştır. Babasına, emirlere uyarmış gibi görünmek için bazı konularda sorular soran biridir. Öte yandan, Yaakov bir dürüstlük abidesiydi. Tora onu ‘Tam’ ‘ağzı ve kalbi bir’ olarak nitelendirmektedir. Raşi, hileye karışacak kadar keskin ya da kurnaz olmayan kişilerin Tam olarak nitelendirildiğini açıklar.
Ahoze MiLublin, ‘Lublin’li Öngörü Sahibi’ olarak adlandırılan Rav, Yaakov’la ilgili bu tanımlama ile Raşi’nin ilerdeki bir pasukta yaptığı açıklama arasında bir çelişki görür: “Yaakov Rahel’e, Rivka’nın oğlu ve babasının kardeşi olduğunu söyleyince koşup babasına anlattı” (Bereşit 29:12).
Yaakov, Rahel’in babasının kardeşi değil, yeğenidir. Ama kelime, bu anlamıyla anlaşılmamalıdır. Ne de olsa Avraam da kendini yeğeni Lot’un ‘kardeşi’ olarak tanıtmıştır. Dolayısıyla buradaki anlam, ‘yakın akraba’ şeklindedir. Fakat Raşi, Midraş’tan alıntı yaparak, burada neden özellikle ‘kardeş’ sözcüğünün kullanıldığını şöyle açıklar: Yaakov bu tanımla bir mesaj vermektedir: “Eğer beni aldatmaya geliyorsa, hilebazlıkta onun kardeşi olacak kadar düzenbazlık yapabilirim. Ama erdemli biriyse, o zaman ben de erdemli olan kız kardeşi Rivka’nın oğluyum”.
Ahoze MiLublin bunun nasıl olabileceğini sorar. Yaakov’un, hilebazlık yapmadığı için Tam sıfatıyla tanımlandığını bizzat Raşi söylemiştir. Bu bir çelişki gibi görünmektedir: Doğrusu nedir? Yaakov Tam bir insan mıdır, yoksa tıpkı Lavan gibi kurnazlık ve hilebazlıkla mı ilgilidir?
Bildiğimiz gibi, bu, Yaakov’un birini aldattığı tek örnek değildir. Yaakov’un aldatma yöntemini kullandığı en bilinen olay, Esav yerine babasının özel berahasını almış olmasıdır. Burada böylesine dürüst bir kişinin, nasıl olur da kardeşinin berahasını çalabileceğini de sorabiliriz. Yaakov nasıl olmuş da Yitshak’ın sorularına gerçekten uzak cevaplarla yanıtlamıştır?
Hahamlarımız Midraş’ta önemli bir prensip sunarlar: “Acımasız davranması gereken yerde merhametli davranan kişi, sonunda merhametli davranması gereken yerde acımasız davranacaktır”. Ahoze MiLublin, bunun sorumuzun cevabı olduğunu açıklar. Bir insanın, her türlü kişilik özelliğini kontrol etmesi gerekir.
Bazen insanın bir şekilde davranması, bazen de bunun tam tersini yapması gerekir, ama her şekilde bu İlahi bir amaç uğruna olmalıdır. Cümlenin, Yaakov’u ‘Tam bir insan’ olarak tarif ederken belirtmek istediği de budur. O, karakter özelliklerinin uzmanıdır, gerekli olduğu zaman doğasını fethedebilir. Bu Yaakov’un sınavıdır.
Yaakov’un bu sınavı geçtiğini nereden biliyoruz? Bunun en büyük göstergesi ertesi sabah nasıl uyandığıdır. Belki de kişilik özellikleri insanların gözünde lekelenmiştir, ama o eskisi kadar dürüst kalabilmeyi başarmıştır. Yaşaması ve Yahudi ulusunun geleceği hileyi gerektirdiğinde, kendi doğasını bir kenara bırakıp hilekârca davranmıştır. Fakat bunun gerekli olmadığı zamanlarda da, hileden ölümcül bir zehirmiş gibi uzak kalmayı başarmıştır.
Bazen, bizler de kendimizi normalde uzak kalmaya çalıştığımız şekilde davranmak zorunda kalmamız gereken durumların içinde buluruz. Sorulması gereken soru, bunu gelecekte bizi nasıl etkileyeceğini kontrol etmektir. Tüm konu, batan balığın yan gitmemesidir.