“Çocukların mutlaka bir tableti olmalı, hatta şiddet içerikli oyunlar oynamalarına da izin verin, yeter ki bu oyunların yaş aralığı çocuğunuzunkine uygun olsun.”... Evet, yanlış okumadınız. Aynen böyle söyledi psikologlar.
Hafta sonu Koç Okullarındaydım. Konu, ebeveyn olmaktı ama konunun bakış açısı, çocukların internet kullanımındaki rolüydü anne baba olmanın.
“Şimdikiler gibi değildik biz! Biriyle konuşmak istediğimiz zaman, onu görmeye gider, hiç olmazsa ona telefon eder, onunla hasret giderirdik, şimdikiler bütün gün bilgisayar başında.” ya da:
“Benimki kesin bağımlı oldu, saatlerce ekran başında şiddet içerikli oyunlar oynuyor. Sokağa çıksa, seksek oynasa… Biz ne kadar şanslıydık, bahçelerde oynardık!” türünden cümleleri mutlaka sarf etmişsinizdir.
Bütün bu cümlelerde, haklı olduğumuz tek noktanın, bahçelerde oynamamız olduğunu söylesem ne dersiniz?
Çünkü uzmanlar bizim gibi düşünmüyor. Onların bahçesi bilgisayar, oyunları seksek yerine, bilgisayardaki oyunlar. Sosyalleşmek için bütün bunlardan haberdar olmaları şart. Eğer bilmezlerse grup içinde kendilerine ait bir yerleri olmaz. Trendleri, gelişen akımları, yenilikleri yakından izlemek ve onların içine girmek zorundalar.
Bir zamanlar moda şarkıları bilmek, yeni tekerlemeler öğrenmek ve sokak oyunlarının kültürüne sahip çıkıp mızıkçı olmamayı becermek gibi bütün bunlar.
“Çocukların mutlaka bir tableti olmalı, hatta şiddet içerikli oyunlar oynamalarına da izin verin, yeter ki bu oyunların yaş aralığı çocuğunuzunkine uygun olsun.”
Evet, yanlış okumadınız. Aynen böyle söyledi psikologlar. Yeter ki yaşlarına uygun olsun, hem gelişimlerinin hem de sosyalleşmelerinin temel aracını tabletler olarak görüyorlar.
Bütün mesele bunun nerede, ne zaman ve ne kadar süreyle kullanılacağının sınırlarının küçük yaşlarda çizilmesi. Anne baba bu kuralları belirlemede geç kalırsa çocuğu bilgisayar başından kaldırmanın imkânı yok.
Bir kere üç yaş bitene kadar televizyon kesinlikle yok. Beş yaş itibariyle bir tableti olabilir. Günde kısa süreler belirleyerek ve aralarına mutlaka başka aktiviteler koyarak onu tablet kullanımına doğru bir şekilde alıştırmak, onun duygusal ve zihinsel gelişimini sağlamak adına onu farklı oyunlara yöneltmek de annenin asıl görevi olmalı. Yarım saat bilgisayarda oynadıysa üstüne yapboz yamak, kâğıt bebekler veya arabalarla oynamak, biraz kitap okumak gibi sıralamalar yapılabilir.
Modernizmle başlayan ve postmodernizmle devam eden süreç, sanalizm akımının etkisiyle onların hayal güçlerini alıp başka noktalara taşımaya yetti. Oyunlardaki kahramanların karakterine girip ateş etmekle, sokakta savaşçılık oynamak arasında uzmanlara göre, hiçbir fark yok. Yeter ki ölçülü bir şekilde olsun.
Akıllı telefonlarla her an, her dakika birbirleriyle haberleşebilen, aynı anda iki işi birden yapabilen ve zihnini bu şekilde bileyleyen gençler, kabul edelim ki bizden daha becerikli.
Cep telefonlarıyla zar zor barışan anne ve babalarımızı anlamak için ne kadar zorlandıysak emin olun, onlar da bizim sosyal ağlarda olmayışımızı, yeniliklere geç kalışımızı anlamakta o kadar zorlanıyorlar.
Eleştirmek yerine öğrenmemiz şart. Yapılan bir yanlış varsa zamanında uyanmak ve bunu gidermeye çalışmak, internet suçları hakkında bilgi sahibi olmak ve çocukları bu konuda uyarmak şart.
Doğru bir şekilde ve normal bir sürede kullanılan tabletler, çocukta ödül ve haz duygusu, elinde tablet olmayan çocukta yoksunluk hissini, bütün bunları dengeleyemeyende ise bağımlılığı yaratıyor.
Kullanımı engellememek, sorunlu bir kullanım varsa ona müdahale etmek, bağımlılık söz konusuysa yoğun bir müdahalede bulunmak şart.
Kuralları koyup onların arkasında durmak, ebeveynlerin en büyük görevi.
Unutmayın, oluşturulan sözleşmeleri bozanlar çocuklar değil, büyüklerdir.
Güven ortamının sağlamlaşması için önce bizim verdiğimiz sözleri tutmamız gerekir.