Altın kızlar: Anna, Süzet ve Karen

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
4 Şubat 2015 Çarşamba

Dün facebook’u açtığımda karşıma bir video çıktı. Üstüne tıkladığımda ilk duyduğum ses; ‘Vaay vaay, vaah’ oldu. Burgazada’da sahile yakın bir restoranda çekilmiş, kapılar suyun gücüne dayanamıyor ve şangır diye sesler duyuluyor. Facebook’ta küçük bir kesit olarak görülen resimde sahile vurmamak için direnen küçük bir tekne ile yanyana bağlanmış iki bot ceviz kabuğu gibi köpüklü dalgaların arasında bir görünüp bir kayboluyorlar.

Lodos aynı gün Büyükada’yı da kasıp kavurdu. Ne denli güçlü olursanız olun doğanın gücü karşısında insanoğlu bir nokta bile değil. Ara ara yollanan görüntüler köpüren dalgaların sahilde binaları yutarcasına gelip aynı hızla geri çekildiklerini gösterdi. Bildiğim kadarıyla deniz ulaşımı uzun süre yapılamadı.

Lodos sadece Marmara’yı değil, hava ulaşımını da etkiledi. Kalkmayan uçaklar, yurtdışından rötarlı yapılan seferler insanları tedirgin etti. Günümüde çok sık kullanılan ‘WhatsApp’ grupları, kimi zamanda yoğun iş saatlerinde ‘dıt dıt dııt’ diye durmaksızın, çalan mesaj uyarılarıyla kişiye cinnet geçirtiyor. Buna rağmen, aynı gün çocukları 18-38 yaş arası olan on kişilik bir WhatsApp grubunda yoğun bir yazışma temposu vardı. “Seninki geldi mi?” “Yok daha beklemede”, “Ya seninki?” “Amsterdam’da, iki saat rötar var?” “Bari çok sallanmasalar.” “Yok yok telaşlanmayın bizimkiler vardı bile, çok rahat bir uçuş olmuş” vs. vs. Bu WhatsApp grubu üyeleri çocuklarından düzgün bir haber alana kadar internet açık kaldı? Sorarım size dünyanın neresinde, Türk annelerinden başka hangi ulusun ebeveynleri yaşları 18-38 olan çocukları (!) beklemek için uykusuz kalır?

***

Geçenlerde ‘Golden Age’ Komisyonu Başkanı Lida Sarfati’nin geleneksel Tu Bişvat kutlaması ile ilgili bir davetiye aldım.

Kutlama Rav İsak Haleva’nın katılımıyla 1 Şubat Pazar günü saat 13:00-16:00 arası Amram Oditoryumu’nda gerçekleşecekti. Eşimle birlikte gittik. Öte yandan üç saat boyunca vaktin nasıl geçeceğini merak ettim. İçeri girer girmez en hoşuma giden ve ortamı çok sıcak kılan oturma düzeniydi. Golden Age’ler, ki bir daha vurgulamak istiyorum, (65+) olan tüm cemaat bireyleri oranın doğal üyesidir. Kurum, kuruluş temsilcileri, Golden Age için çalışanlar... Herkes, istediği yerde oturuyordu. Bu belki de cemaat başkanımızın bizzat yerine getirdiği bir uygulamadır.

Günün akışı içinde Anna Eskenazi, Süzet Herman ve Karen Gerson Şarhon’un Judeo Espanyol lisanında sundukları skeçler izleyenleri büyüledi. Ne mutlu onlara ki, bunca sıkıntımız arasında zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Komisyon üyeleri ve Hahambaşımızın günün akışına uygun konuşmaları Cenk Rofe ve eşi Lizet’in konseriyle son buldu. “Mutlu ederken, mutlu oluyoruz” sloganı ile can bulan Golden Age Komisyonu, bayram münasebetiyle çıkışta herkese bir saksı hediye etti.

Üç saat nasıl geçti anlayamadık.

Hag Tu-Bişvat Sameah.