Yahudiliğe göre; para, dürüst yollardan elde edildiği ve yoksullara yardım etmek için kullanıldığı sürece, zengin olmanın hiçbir mahsuru yoktur.
Zenginlik ya gıpta ile, ya da küçümseyerek bakılan bir durumdur, öyle değil mi sevgili okurlar? Bu kişiler açısından da, bazı inançlar açısından da böyledir. Oysa Yahudilik, iş hayatına da, zenginliğe de olumlu bir gözle bakar. Neden dersiniz?
Zenginlik, huzur ve uzun bir ömür, Tanrı’nın kanunlarına itaat etmenin ödülleridir (Vayikra 26:3-13; Devarim 11:13-16; Devarim 25:15; Mişle 22:4). Tora’ya göre yoksullara yardım edenler, Tanrı tarafından mübarek kılınacaktır (Devarim 15:10; Yeşaya 1:17-19). Buna karşılık bir yabancıya, dula ya da öksüze kötü davrananlar, Tanrı tarafından cezalandırılacaktır (Şemot 22:20-23; Yeşaya 1:23-25). Zenginliğin Tanrı’dan geldiğini ve muhtaç olanlara yardım etme mecburiyeti olduğunu unutmadığı sürece, kişinin zengin olmasının herhangi bir sakıncası yoktur. Tehlikeli olan şudur (Devarim 8:11-18): “Kişi, bana bütün bu zenginliği gücüm ve elimin kuvveti sağladı, diye düşünmemelidir”. Tam aksine Tanrı’nın insanlara zenginliği, Onun İradesini yerine getirmek için verdiğini hiç unutmamak gerekir.
Yahudiliğe göre; para, dürüst yollardan elde edildiği ve yoksullara yardım etmek için kullanıldığı sürece, zengin olmanın hiçbir mahsuru yoktur. Bu fikri Talmud da destekler: Devarim 14:22’de yer alan bir kelime oyununa dayanarak, “Mutlaka ondalık vereceksin”, kişinin zengin olmak için ondalık vermesi gerektiğini ileri sürer (Taanit 9a). Ondalık vermek için kullanılan İbranice sözcük, zengin olmak için kullanılan sözcüğü çok andırır.
Özdeyişler’de yer alan bir dizeye göre (11:24) “Dağıtan kişiye daha fazlası verilir.” Bu dize pek çok tefsirci tarafından (Raşi ve ibn Ezra da aralarında olmak üzere) ‘dağıtan’, parasını muhtaç olanlara harcayan kişiyi kastetmektedir.
Peki, nasıl zengin olmalı? Bu konu da Talmud’da tartışılır ve cevabı şudur: İş hayatına girmek ve dürüst olmak (Nidda 70b). Zenginlik, “dürüstlere yakışır ve dünyaya yakışır” (Avot 6:8) ve varlıklarını başkalarına yardım etmek için kullanan zengin insanlar, Talmud bilgelerinden saygı görür (Eruvin 86a).
Talmud’un, çalışmaya bakışı da olumludur. İdeal olanı Tora eğitimini ihmal etmeden başka bir iş de yapabilmektir. Çalışmak hakkındaki bazı deyişleri sıralayacak olursak: “Oğluna bir iş yapmayı öğretmeyen, ona hırsızlık yapmayı öğretmiş gibidir” (Kiduşin 29a); “Bütün Tora çalışması, bir işle birleştirilmediği takdirde, sonunda kesilir ve günaha yol açar” (Avot 2:2); “Bir kişi iş yapmayı sevmeli, çalışmaktan nefret etmemelidir; Nasıl ki Tora bir antlaşma ile verilmişse, çalışma da bir antlaşma ile verilmiştir” (Avot d’Rabi Natan 11:1); “Yisrael bir iş yapıncaya kadar, Tanrı bile Varlığını, Yisrael üzerinde barındırmamıştır (Avot d’Rabi Natan 11:1); “Bir hayvan iskeletinin derisini sokakta yüz ve paranı al, ben önemli bir kişiyim, bu türden bir iş benim onurumu zedeler, deme” (Pesahim 113a). Talmud rabileri, vaaz ettiklerini kendileri de yapıyordu, hepsinin bir mesleği vardı.
Talmud (Pesahim 113a), Rav’ın, oğlu Aibu’ya verdiği öğüdü de kaydeder: “Mallarını, kum daha ayaklarının altında iken sat (yani ağırdan alma, bir an önce sat).
Talmud’un yer verdiği başka bir konu da, kişinin varlığını nasıl bölüştüreceğidir): Üçte birini toprağa, üçte birini işine yatırmalı, üçte birini de nakit olarak tutmalıdır (Bava Metsia 42a). Rabi Hisda’ya göre ideal meşguliyet, dikiş işidir (Berahot 63a). Bir başka bilgeye göre, çiftçi olmaktansa, işadamı olmak daha iyidir (Yevamot 63a). Rabi Papa, bira üreticisi olarak zengin olduğunu ileri sürmüş ve bu mesleği, hem varlıklı, hem de yardımsever olunabileceği için tavsiye etmiştir (Pesahim 113a). Rabi Yohanan’a göre, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapmak kişiyi zengin eder (Hulin 84b).
Bir şirket, kâr yapmaktan başka sorumlulukları olduğunun bilincinde olduğu sürece, ticaretin hiçbir sakıncası yoktur. Peygamber Yeremya, Tanrı’nın insanlardan ‘sevecen iyilik, adalet ve dürüstlük beklediğini’ (9:23) vurgular. Aynısı sadece bireyler için değil, herhangi bir kuruluş için de geçerlidir.
15 sayılı Mezmur, erdemli bir kişinin niteliklerinden bazılarını tanımlar; aynı niteliklerin bir kuruluş söz konusu olduğunda da geçerli olması ilginçtir: “Tam bir doğrulukla yürüyen, dürüstlükle hareket eden, kalben hakikati söyleyen. Dilinde iftira bulunmayan, insanlara kötülük etmeyen, yakınını utandırmayan... Bunları yapan, asla tökezlemeyecektir."
İş etiği; Yahudi Kanunu, kültürü ve geleneğinde öyle önemli bir yer kaplar ki, Talmud, Gelecek Dünya’da kişiye yargısı sırasında sorulacak ilk sorunun şu olduğunu belirtir (Şabat 31a): “İş ilişkilerinde dürüst davrandın mı?” Düşündürücü...