Yazılı ve sözlü basında hep karanlık haberler:
İşsizlik: Yine karanlık bir yıl
Konut: Yine karanlık bir yıl
Büyüme: Yine karanlık bir yıl
Vergiler: Kapkaranlık
Başbakan Manuel Valls alınan tedbirlerin sonuçlarının 2015’in ilk yarısında görülebileceğinin altını çizerken halk artık politikacılara inanmıyor. Cumhurbaşkanı François Holland’ın ekonomik ve sosyal reform programının tamamen boş olduğunu düşünenler çok. MEDEF (Fransa’nın TÜSIAD’ı) felaketten bahsediyor, bu yıl 63 bin şirketin iflas ettiğini, endüstriyel üretimin 1994 yılı rakamlarına geri döndüğünü belirtiyor, yüksek devlet borcuna dikkat çekiyor.
5,5 milyon işsizle bir tarihi rekor daha kırılıyor. 2014 yılı sonunda işsizlik oranı yüzde 6 arttı, ‘senior’ denilen 50 yaş üstü için artış oranı yüzde 11’e ulaştı. Noel öncesi en büyük sigara fabrikalarından biri kapanınca çoğu karı-koca işsiz kalan aileler artık çocuklarının bile Noel Baba’ya inanmadıklarını belirtiyor.
Konut sorununda alarm zilleri çalıyor. Abbé-Pierre Vakfı yayınladığı yıllık raporunda 3,5 milyon Fransızın konut sorunlarıyla boğuştuğunun altını çiziyor. Evi olmayan ve sokakta yaşayan kişi sayısı artıyor. 145 bin kişinin sürekli yaşadığı bir evi yok, 30 bini çocuk. Bu sayı 2008 krizinden bu güne yüzde 50 artmış. 2,8 milyon kişi kötü koşullarda yaşıyor. 5,1 milyon hanede elektrik veya ısınma sorunu var, suyu akmayan, kanalizasyon sorunu olan evler artıyor. 411 bin kişi bir akrabasının yanında yaşıyor; karavan, kamping ve mobil evlerde yaşam savaşı veren insan sayısı günden güne artıyor. Sosyal konutlar yeterince inşaa edilmiyor, arz talebe göre daha az olduğundan yıllarca sıra beklemek zorunda kalınıyor.
Marketlerde, pazarlarda fiyatlar elleri yakıyor. Emeklilerin maaşları eriyor, vergiler durmadan artıyor. Sendikalar sert açıklamalarda bulunuyor. Doktorlar, eczacılar, öğretmenler, noterler grevde. Tren, metro sürücüleri ve bilet kontrolörlerine saldırılar devam ediyor. Şehrin en işlek treni bloke ediliyor, çalışanlar protesto olarak bütün gün iş bırakabiliyor.
Halen 35 saate sabitlenen, esneklikten uzak çalışma saatleri ülkenin rekabet gücüne büyük darbe vuruyor. Pazar günü dükkanlarını açmak isteyenler açamıyor, daha fazla çalışıp daha fazla kazanmak isteyenler statükonun bozulmasını istemeyen kimi çıkar çevreleri tarafından engelleniyor.
Eğitim sisteminde büyük sıkıntılar var. Sistemin yeniden yapılandırılması, gençlerin, göçmenlerin entegre edilmesinin yollarının bulunması gerekiyor.
2015 yılının aralık ayında 195 ülkeden 20 bin delegenin katılacağı uluslararası hava değişikliği konferansı Paris’te yapılacak. Fransa’nın örnek olması gereken bu konferansa hazırlık olarak 22 başlık altında 74 önlemden bahsediliyor ama Paris’te ve yakın banliyölerinde hava kirliliği alarm veriyor.
Ocak ayındaki terör olaylarının ardından devlet daireleri, dini mekanlar, okullar yüksek denetim ve kontrol altında…Teröre alışık olmayan halk tedirgin, ‘normal’ hayata dönmek istiyor. Ama artık ‘normal’in olamayacağını anlamakta zorlanıyor.
Ülkeyi tekrar rayına koymak için gereken cesur kararlar alınmıyor, çoğunlukla bugün yapılması gerekenleri yarına, daha ileri tarihlere erteleniyor. Değiştirilmek istenen uygulamalar bazı çıkar gruplarının tepkisini çekiyor, yollara dökülenler tarafından engelleniyor, kısır döngü sürmeye devam ediyor. Aşırı sağ parti Ulusal Cephe ve başkanı Marine Le Pen ellerini oğuşturuyor, gelecek seçimlerde başkanlığa oynamayı öngörüyor.
Sürekli bir felaket atmosferi içinde yaşamlarını sürdürmeye çalışan Fransızların çoğu bunalımda, bir çıkış yolu arayıp duruyor. Insanların pembe gözlüklerle hayata baktığı günler tarihin derinliklerine gömüldü belki ama çoğu insan gözlerini kapalı tutmak istemiyor artık… En azından grinin tonlarına uyanmak istiyorlar.