Bahtsız Röportajcı ‘Titanik Rıfkı’ azınlık mezarlıklarında röportaj yaptı
Merhaba,
Bu hafta ise azınlık mezarlıklarında yatan vatandaşlarımızla bir röportaj yaptım. Özellikle son dönemlerde devlet azınlık vakıflarının mülkleriyle ilgili güzel adımlar atmakta. Edirne Sinagogu’nun açılmasını ise heyecanla bekliyoruz. “Yok olan her tarihi mülk, mezarlık ve ibadethane tarihten ve ortak hafızamızdan eksilmiş bir sayfadır” diyor, devletin attığı her adımın bizim için ne kadar değerli olduğunun altını çizmek ve birlikte gülmek için bu röportajı yayımlıyorum.
Rıfkı: Merhaba öncelikle sizi tanıyalım.
Milas Mezarlığı: Ben Milas’ta yatıyorum. Bizim mekân Türkiye’nin en eski mezarlarındandır. Menteşe Beyliğinden kalma mezar taşlarımız var.
Diyarbakır Mezarlığı: Amaaaaan! Bu Milaslılar da hep biz en eskiyiz diye girer muhabbete.
Milas Mezarlığı: Kıskanma! Siz Sefaradlar gemi gemi geldiniz! Bu topraklarda Sefaradlar’dan önce biz vardık! Neyse işte… Geçtiğimiz yıllarda bizim yeri sağ olsunlar restore ettiler. Bir de mezarlığımızda çocuk parkı var.
Rıfkı: Mezarlıkta çocuk parkı mı?
Milas Mezarlığı: Evet, girişte. Komşum Madam Ester tahterevallinin altında kaldı. Bohor Bey de yıllar evvel kaydırak oldu. Gerçi parkı kaldıracaklar. Bu konuda görüşmeler yapılıyor.
Hasköy Mezarlığı: Seninki ne ki? Benim üzerimden otoban geçer. Kocam Moiz karşı şeritte kaldı. Madam Roza’yı da çoooook yıllar evvel viyadük yaptılar.
Diyarbakır Mezarlığı: Yalnız, Madam Roza’ya viyadük yakıştı. Hayattayken de devlet gibi kadındı.
Hasköy Mezarlığı: Aman ne komik, ayde git üstünde otlayan koyunlara yap bu espriyi.
Rıfkı: Aa çok ayıp, kaç yüzyıllık insanlarsınız. Lütfen kavga etmeyin.
Çorlu Mezarlığı: Bana gelirken “bir binayla” karşılaşıyordunuz. Yıkıldı şükür.
Rıfkı: Bir bina derken?
Çorlu Mezarlığı: Geçenlerde, dozerle binayı yıkmaya geldiler. Meğersem dozeri Mösyö Vedat’ın yakınına park etmişler. Toprak altından Ladinoca “ay pasensya bre!” diye söyleniyordu.
Diyarbakır Mezarlığı: Yaşarken de çok söylenirdi o, huysuz adam.
Hepsi aynı ağızdan: Huzur içinde yatsın.
Rıfkı: Siz kimsiniz?
Mardin Mezarlığı: Ben Mardin’de yatıyorum. Bunlardan bile eskiydim ben... Üzerime çok yıllar önce meydan yaptılar.
Bursa Mezarlığı: Ooo havalıymış yalnız meydan falan.
Mardin Mezarlığı: Ne o kıskandın mı?
Bursa Mezarlığı: Neyini kıskanacam senin bre! Beni de bir ara beni alışveriş merkezi mi meydan mı ne yapacaklardı. Stadyuma da yakın.
Hasköy Mezarlığı: Bence meydan olmak en güzeli.
Bursa Mezarlığı: Artık korumadayız, devlet arazilerimizi daha çok koruyor.
Rıfkı: Evet, onu ben de duydum.
Bursa Mezarlığı: Düşün ki kocam açık tribüne düşecekti, ben ise kapalı tribünde. Granpapa Avram da kalede yatacaktı. Bursaspor’un maçlarını en yakından biz takip edecektik.
Rıfkı: Siz stadyum planında kalmıyordunuz, meydandı o. Yanlış biliyorsunuz. Mezarlık koruma altında.
Bursa Mezarlığı: Aman işte... Neyse ne! Fark eder mi ne olacağı?
Rıfkı: Yok o eskidendi. Artık yok böyle şeyler. Korumadasınız ve iyi bakılıyorsunuz. Aranızda otopark olan hiç yok mu?
Antakya Mezarlığı: Yok galiba. Geçtiğimiz gün benim mezarlığı Büyükşehir Belediyesi bakıma aldı, tertemiz yaptılar, haklarını yememek gerek.
Akhisar Mezarlığı: Benimkini de bakıma aldılar.
(kazma sesi duyulur)
Rıfkı: Siz kimsiniz?
Defineci: Ben defineciyim
Çanakkale Mezarlığı: Pehhh! Külahıma anlat! Kazmayla mezarlarımızı kazıyor!!!
Defineci: Hiç de bile... Kazı yapma iznim var benim. Son derece dikkat ediyorum.
Bursa Mezarlığı: Ne izniymiş o!Yahu rahat bıraksana bizi, aydeeeee git buradan!
Diyarbakır Mezarlığı: Evet ya? Ne yapacaksın benim mezarımı kazmayla yıkıp?
Defineci: Define var mı bakacağım.
Hasköy Mezarlığı: Pu sana! Gerçekten defineyle gömüldüğümüze inanıyor musun?
Bursa Mezarlığı: Yahu niye bizim mezarları, kiliseleri, sinagogları kazıyorsun sen? Ne zorun var? Tarih bu.
Çanakkale Mezarlığı: Rıfkı Bey bunlardan bize rahat yok. Geçen gün biri geldi yok mezarlığın üstündeki harf işaretmişmiş de oradan gizli kapı açılacakmış da. Elinde garip garip aletler, burnumuza dayadılar. Böyle böyle tarihimizi yok ediyorlar.
Rıfkı: Yani ben bu konuda bir şey yapamam.
Defineci: Ben bir şey diyeceğim yalnız.
Hepsi aynı ağızdan: Sen sus defineci!
Defineci: Yani ben diyecektim ki ben kazılarımı izinli yapıyorum. İzinsiz yapanlar asıl talan ediyor.
Hasköy Mezarlığı: Geçen gün mezarını bozan definecilerin peşinden, “Bana rahat yoksa definecinin de 7 sülalesine de benden rahat yok” diye söylenerek gitti Rika.
Rıfkı: Peşinden gitti derken?
Hasköy Mezarlığı: Definecinin salonunda hayalet olarak belirip Ladino şarkılar söylüyor… Sesi de kötüdür, büyük işkence adama.
(Taş sesi duyulur)
Çanakkale Mezarlığı: Ay noluyor?
(Mezar taşını arabasına yükleyerek götüren biri karanlıkta kaybolur…)
Diyarbakır Mezarlığı: Kim gitti? Herkes sağlam mı?
Çanakkale Mezarlığı: Bay Yanti’nin mezar taşını götürdüler.
Milas Mezarlığı: Adyodoyo. Sevmezdi rahmetli de taşını.
(Gece vakti, karanlıktan bir daha kazma sesi gelir)
Rıfkı: Yine noluyor!
Adana Mezarlığı: Roza’nın taşI da gitti.
(Derken arkadan koyun melemesi duyulur)
Rıfkı: Hayırdır inşallah. Biri meee’ledi mi?
Milas Mezarlığı: Yok benden o, koyunlarım otlamaya geldi, zarar gelmez.
Rıfkı: Güzel bir röportajdı. Bundan sonra tarihiniz koruma altında.
Defineci: Evet bence d-
Hepsi aynı ağızdan: Sen sus defineci!
Defineci: Yok ben di-
Hepsi aynı ağızdan: Sus!
Kalabalıklar içinde Ladino söylenmek
Bu haftanın Ladino deyişi,
“Buralardan gidecek misiniz?” diye soranlara gelsin
Aki me apego mi madre
Anam beni buraya yapıştırdı
(gitmem, gidemem gibi kullanılır)