Bilmiyorum hatırlar mısınız, bundan yaklaşık bir sene önce ‘40 dakika ara’ diye bir yazı yazmıştım. Yazımda, basketin aslında ülkemize göre ne kadar üst seviyede bir spor olduğundan, şu anda gördüğü ilginin çok daha fazlasını görmesi gerektiğinden bahsetmiştim. Sanırım cuma akşamı bu yazının hakkı fazlasıyla verildi.
Fenerbahçe Ülker yenilmiş, hatta fark yemiş olabilir. Bunun şu anda hiçbir önemi yok. Şimdi devam etme zamanı, önümüze bakma hatta ve hatta gururlanma zamanı. Ülke basketbolumuzun, ne kadar ilerlediğini görmek ve futbolun verdiği zevkin aslında basketle yarışmasının bile yanlış olduğunu anlama zamanı. Daha fazla çalışma zamanı. Futbola belki 40 değil 360 dakika ara verme zamanı. Futbolun başındakilerinin ders çıkarma zamanı.
Pompalı tüfekle Fenerbahçe otobüsüne saldıran kişinin sporun ne olduğunu anlama zamanı (hiç sanmasam da). Aslında bu ülkede hâlâ güzel şeylerin olduğunu görme zamanı. Burak Yıldırım'ın bir hiç uğruna öldürüldüğünü anlama zamanı.
Basketbolumuza yatırım ve destek zamanı.
Sporun aslında ne kadar temiz olduğunu anlama, bir hiç uğruna öldürülen gençlerin boş yere göçüp gittiğini anlama zamanı.
Yanlış olduğumuzu kabul etme zamanı.
Basketbolun verdiği dersi dinleme zamanı.
Bütün bunları anlarsak ne mutlu bize.
Ha tabi dinler miyiz? Orası meçhul.
Pek de sanmıyorum doğrusu dinleyeceğimizi, milletimizin ilgileneceği çok daha önemli şeyler var şu an, daha otobüslere doluşup mitinglere gideceğiz.
Bizi basket gibi boş şeylerle rahatsız etmesinler...
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun.