Dünyanın en büyük ikinci arama motoru YouTube, hem en çok arama yapılan sosyal ağlardan biri, hem de neredeyse aranan her videonun bulunabileceği bir video arşivine sahip. Akıllı telefon kullanımının yaygınlaşmasıyla platforma yüklü videoların izlenme oranları 2011 yılında üçe katlandı. Universal Search 2015 Searchmetrics araştırmasına göre Google araştırma sonuçlarının yüzde 40’ı görselleri, yüzde 13’ü haberleri içerirken yüzde 55’i video sonuçlarından geliyor ve video sonuçlarının yüzde 85’i de YouTube videolarını içeriyor.
YouTube milyarlarca internet kullanıcısının kendilerini video yoluyla ifade edebilecekleri, markalara ise kaliteli video içeriklerini tüketicileriyle buluşturabilecekleri ortamı sağlıyor. Rekabetin her geçen gün kızıştığı ortamda tüm diğer mecralarda olduğu gibi YouTube’da da ayakta kalabilmek için farklı fark yaratmak gerekiyor.
Özellikle yurtdışındaki markaların YouTube kullanım stratejileri yerli marka ve kullanıcılara yönelik örnek teşkil ediyor. Kanallarını sık sık güncelleyerek düzenli ve premium içerikler girerek yüz milyonlarca izlenme oranlarına ve milyonlarca aboneye ulaşıyorlar.
YouTube kanallarını aktif olarak izleyici trafiğini kurumsal sitelerine yönlendirmek için kullanıyorlar. Özellikle yayıncılar bu yolla kendi sitelerindeki reklamlardan elde ettikleri gelirleri artırma imkânı da sağlıyor. Video başlıklarını videoları aramalarda üst sıralara taşıyacak şekilde arama motoru dostu olmalarına dikkat ederek belirliyorlar. Bunun yanı sıra, videoların açıklama metinlerinin video hakkında yeterli seviyede bilgi veriyor olması da kritik önem taşıyor. Markanın kurumsal web sitesine ve sosyal medya hesaplarına yönlenen linklerin ve videoya dair bolca açıklayıcı etiketin de eklenmesine dikkat ediliyor.
Kısacası YouTube’da başarılı olmanın sırrı düzenli, sık ve güncel içerikler yüklemekten, video optimizasyonu uygulamaktan, YouTube iletişimimizin diğer iletişim kanallarıyla tutarlı bir şekilde yürütmekten geçiyor.