Portekiz diktatörü Salazar'ın 1932 ile 1968 yılları arasında ülkeyi yönetirken ve icraatlarını yürürlüğe koyarken üç yan öğeden destek aldığı rivayet edilir. Ve bu üç öğe; 3F olarak hafızalardaki yerini almıştır. Futbol, fado ve fatima... Portekiz'e özgü bir ağıt türü olan fado, Salazar döneminde milliyetçi ve geleneksel değerleri ön plana çıkarır. Fatima; Katolik değerlerin, futbol ise ülkedeki sportif gelişimin bir sembolüdür. 36 yıl boyunca hükmünü sürdüren Salazar'ın 3F ile halkını 'uyuttuğu' ve toplumsal olaylara halkının duyarsız kalmasını sağladığı ifade edilir... Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki; bu topraklarda hemen her geçen gün ilginç senaryolar işleme konulup, önümüze sunuluyor. Ama biz ne yazık ki; tıpkı Salazar dönemindeki Portekiz halkı gibi senelerdir 'uyutulmuş' halde niteliksiz dizilere, reyting avcısı yarışmalara ve kısır tartışmalara hapsolmuş durumda başımıza gelenleri izlemek ve her defasında sadece 'Yazık oldu' deyip, üzülmekle yetiniyoruz. Son olarak Şanlıurfa'da patlayan ve onlarca kişinin ölümüne neden olan bomba ve daha önce yaşanan nice olumsuz olayda olduğu gibi... Bu şartlarda spor kültürümüzü veya futbol anlayışımızı tartışmak bize ne kazandırır bilemem ama madem 3F ile başladık yazıya, 3F ile devam edelim. Yazımızdaki 3F ise; futbol, Fenerbahçe ve final olsun...
Yeni sezona çok hareketli başlayan Fenerbahçe kadrosunda önemli bir revizyon yaptı. Teknik direktörünü değiştirip, yıpranmış oyuncuların yerine yeni takviyeler yapan Sarı-Lacivertliler, Robin van Persie ve Nani gibi dünyaca ünlü futbolcuları da kadrosuna kattı. Bu transferlerle taraftarın üzerindeki ölü toprağı da atılmış oldu. Harcanan parayla doğru orantılı olarak kadrodan beklentiler büyük... Ancak sezona hızlı bir giriş yapan Fenerbahçe bakalım sezon finalini nasıl getirecek?
Öncelikli hedef Şampiyonlar Ligi'ne katılım... Lakin bu arenada olmak için iki ön eleme turu geçmek zorunda olan Fenerbahçe'nin yüzüne gülmeyen kura şansı, Shakhtar Donetsk'i karşısına çıkardı. Çok yakından tanıdığımız Rumen Teknik Direktör Mircea Lucescu'nun 11 yıldır çalıştırdığı Ukrayna ekibi, bu yaz kadrosundan üç önemli Brezilyalı oyuncuyu kaybetti. Buna karşın ilk lig maçlarını geçtiğimiz hafta oynadılar ve 28 Temmuz'da oynanacak ön eleme maçına Fenerbahçe'den daha hazır durumdalar... Shakhtar'ın Şampiyonlar Ligi'ne en çok katılan takımlardan biri olduğu gerçeği göz önüne alındığında, Fenerbahçe'nin rakibini elemesini ve daha sonra yine güçlü bir rakibi saf dışı bırakarak Devler Ligi'ne katılma olasılığını düşük görüyorum. Sarı-Lacivertliler olur da Ukrayna ekibine elenir ve UEFA Avrupa Ligi'ne dahil olursa; işte o arenada Fenerbahçe'nin final oynama ihtimali bir hayli yüksek... Zira alternatifli kadro hem Süper Lig'i domine edebilecek hem de Avrupa Ligi'nde başarının sınırlarını zorlayabilecek nitelik ve yeterlilikte... Her mevkide önemli alternatiflerin olduğu, milli ve tecrübeli oyuncularla potansiyeli yüksek isimlerin bir arada harmanlandığı Fenerbahçe kadrosu, bu sezonun izlenmesi en keyif veren takımlarından biri olacak gibi görünüyor...
3F; futbol, Fenerbahçe ve final; eminim ki önümüzdeki sezon en çok konuşacağımız mevzuların başında gelecek... Pek tabii ki toplumun çok önemli bir kesimini ilgilendiren bu konu başlığını tartışalım, yeri geldiğinde ön plana çıkaralım... Ama futbolu hayatımızın eksenine koyup, çevremizde olan biten onca negatif olaya, yitip giden gencecik masum canlara kayıtsız kalmayalım... Salazar'ın vakt-i zamanında Portekiz halkını uyuttuğu gibi ülkede yaşanan gelişmeleri biz de afyon yutmuş bir halde izlemeyelim. İlgilenelim, bilgilenelim, bilgilendirelim...