“Veaya Ekev tişmeun et amişpatim aelle uşmartem vaasitem otam veşamar Ad... E.loeha et aberit veet ahesed aşer nişba laavoteha - Bu ilkeleri dinler, onlara özenle uyarsanız Tanrı atalarınıza and içerek verdiği söz uyarınca sizinle yaptığı antlaşmaya bağlı kalacak.” (Devarim 7/12)
Midraş, Veaya ile başlayan cümlelerin bir sevince, vayi bime ile başlayan cümlelerin de bir trajediye gönderme yaptığını bizlere öğretir. Bu da bir gerçektir. Neşeli insanlar genellikle önlerine bakar ve geleceğe odaklanır. Üzgün insanlar ise geçmişte takılır ve geçmişin sıkıntılarını bir türlü içinden atamaz.
Dr. Twerski annesinin Şabat akşamları geleneksel anlamda ‘farfel’ diye bir yemek pişirdiğini anlatır. Bu yemeğin ismi aslında bir kelime oyunu olarak karşımıza çıkar. Bu aynı zamanda Baal Şem Tov’un da bir uygulamasıdır. Bu yemeği servis ederken aile geçmişte yaşanan olumsuzluklara bir sünger çekmekte ve geleceği umutla bakmaktadır çünkü bu yemeğin anlamı dilimize “geçmişte kaldı” şeklinde çevrilmektedir.
Cuma akşamı geçmişte yaşananların geride bırakılması gereken akşamdır. Çünkü artık Şabat girmiştir. Bu gün sadece bataryaların şarj edilmesi gereken bir gün değildir. Şabat günleri, Tefilaları ile, seudaları ile, Tora sohbetleri ve dersleri ile, kendi kendimize okuduğumuz Tora ile son derece özel bir gün olarak hayatımızda yer alır. Bu gün ruhani olarak kendimizi daha da yukarılara taşımak için bulunmaz bir fırsattır. Ailenin bir araya gelmesi, konuşması ve gerçek bir birlikteliği göstermesi gerekir ki bu da toplumun birliğine işaret eder.
Bir kişinin sırtında ağır bir yükle uzun süre büyük adımlar ile yürümesi son derece zordur. Aynı şekilde geçmişle yaşayan bir kişinin bu yük omuzlarında iken geleceğe bakması o kadar da kolay değildir. Elbette hepimizin yanlışları vardır. Ancak bu yanlışları anlamak ve tekrar etmemek için çaba göstermek gerekir. Belki neden olduğumuz yanlışların bedelini de ödemek durumunda kalabiliriz. Fakat bu da teşuva yapmanın bir adımıdır.
Teşuva yapmadan önce nasıl yaşamak istediğimize karar vermek durumundayız. Öncelikle geçmişi, geçmişte bırakarak geleceğe nasıl bakmak istediğimizi saptamalıyız. Şabat günü bu konuları düşünmek ve hayata geçirmek için güzel bir fırsattır. İşte bu yüzden Dr. Twerski annesinin Şabat akşamı bu sembolik yemeği önlerine koyduğunu anlatır.
Bir çizgi filmde iki karakter konuşmaktadır. Bir tanesi geleceği bu günden düşünmenin yersiz olduğunu iddia etmekte diğeri ise hâlâ geçmişi daha iyi hale getirmeye çalışmaktadır. Dünü artık daha iyi bir hale getirmemiz imkânsızdır. Hatalarımızdan ders almak ve onları bir daha yapmamak gelecek için iyi bir yatırım olacaktır.
Pasuğumuzda da dediği gibi. Eğer gelecekte Tanrı ile beraber yürümeye karar verecek olursak “veaya ekev tişmeun et amişpatim...” o zaman gelecek bizim için sevinçli günleri beraberinde getirecektir.