Avrupa Maccabi Oyunları geçtiğimiz hafta sona erdi. Ülkemiz adına başarı dolu bir organizasyon oldu.
Operasyonel anlamda Türkiye Maccabiat Komitesi yine dersini iyi çalışmış ve organizasyona çok iyi hazırlanmıştı. Ev sahibi Almanlardan kaynaklanan ufak bir kaç sıkıntı dışında göze çarpan önemli bir sorun olmadı.
150 genci Almanya'ya götürüp on gün boyunca ihtiyaçlarıyla ilgilenmek dışarıdan belki de zor gözüküyordur.
Fakat işin aslı zor değil, çok zor. Zira buzdağının görünmeyen kısmında mucizevi bir emek var. İki sene boyunca çeşitli yaş gruplarından yüzlerce sporcu seçiliyor, profesyonel hocalar tutuluyor, antrenman sahaları ayarlanıyor, çocuklar okullarından alınıyor ve belli günlerde antrenmanlarına götürülüyor. Tabi bu arada memnuniyetsiz çocuklar ve velilerle ilgilenmek gerekiyor. Ekonomik sıkıntıda olan sporcular için sponsorlar aranıyor ve ayarlanıyor. Sporcularımızın kıyafet ve aksesuarları büyük bir özenle, tasarımcılar tutularak hazırlanıyor. Sonuçta uluslararası bir organizasyonda ülkemizi temsil ediyorlar. Yani anlayacağınız işin arkasında müthiş bir özveri var.
Peki, kim bu mucizeleri gerçekleştiren gizli kahramanlar? Başta başkan Yusuf Aner olmak üzere yıllardır bir arada çalışan kemik bir ekip var. Tabi ki bir de bu ekibe sonradan dahil olan genç kanlar. Hiçbiri maddi bir gelir elde etmiyor. Fakat müthiş bir özveriyle ailelerinden, işlerinden fedakârlık edip gençlerimizin müthiş bir hayat tecrübesi yaşamaları ve güzel ülkemizin hakkıyla temsil edilebilmesi için arı gibi çalışıyorlar.
Siz bu yazıyı okurken onlar muhtemelen Temmuz 2017'de İsrail'de düzenlenecek olan 20. Dünya Maccabiat Oyunları için ilk toplantılarını gerçekleştirdiler bile.
İşte bu genç kanlardan biri olan futsal direktörü Sami Olo ile bu hafta biraz sohbet etme imkânı buldum. Düşüncelerini ve hedeflerini virgülüne dokunmadan yazıyorum:
"Berlin Maccabi Oyunlarına bu yıl dört takımla katıldık. Bu bizim için bir rekordu. İki takımımız gümüş madalya aldı ki iyi bir sonuç. Daha da iyisi gümüş madalya alan takımlarımızdan biri juniorlarımız, yani geleceğimiz.
Her organizasyon bir ruh taşır. Yalnız bu organizasyon bana hayatım boyunca unutmayacağım bir anı bıraktı. Guiness Rekorlar Kitabı'na girdik. Tarihin en kalabalık Şabat yemeği organize edildi. Müthiş bir andı. Onlarca milletin hep bir ağızdan Kiduş söylemesi tam bir duygu seliydi. Çocuklar çok etkilendi.
Maccabi Oyunları tüm bu saydıklarımızı içeren sportif bir organizasyon. Yani keyfini almak istiyorsak sportif başarıyı da artık yakalamamız gerekiyor. Bundan sonraki hedefimiz, sorumluluk alanımızdaki tüm takımların eve madalya ile dönmesini sağlamak. Bu da daha fazla emek harcamak demek. Biz bu emeği harcayacağız kimsenin şüphesi olmasın. Bizim tek ihtiyacımız velilerimizin desteği. Seçmelere 80 kişi adını yazdırır, seçim günü karşımızda 30 kişi buluruz. Bunlar senelerdir karşılaştığımız gerçekler maalesef.
Yirmi yıla yakındır Maccabiat Oyunları ve futsalın içindeyim. Bu süre zarfında çok gözlem yapma imkânım oldu. Ülke liglerinde oynayan gerçek anlamda profesyonel oyuncularla katılanlar da vardır, senelerce aynı takımla antrenman yapıp sahada gözü kapalı pas yapanlar da... Bunlarla mücadele etmek istiyorsak biz de gözü kapalı pas yapabilmeliyiz. İlk hedefimiz iki yıl sonraki Dünya Maccabiatları.
Üç senedir Alef Futbol Turnuvası'nı organize ediyoruz. Hakemleri, web sitesi, maç kayıtları, ödülleri, organizasyonu ile tam bir lig havasına büründü diyebiliriz. Bu turnuva esasında bizim kaynağımız. Önümüzdeki Maccabiat Oyunlarında mücadele edecek A takımların temelini bu ligde sivrilen oyuncularla kuracağız. İki senemiz var. Yani aslında hiç zamanımız yok. "
Çocuklarımıza Maccabiat Oyunları tecrübesini yaşatmak için hiçbir beklentileri olmadan canla başla çalışan yöneticilerimize "iyi ki varsınız!" demek istiyorum. Yaptığınız şey çocuklarımız için tahmin edemeyeceğiniz kadar önemli.
Teşekkür ederiz!