Titanik Rıfkı: Merhaba öncelikle “barış için verilen her mücadele kutsaldır” diyor, Mete Bey size kolaylıklar diliyorum. Öncelikle teşekkür ederim, röportaj teklifimizi kabul ettiniz.
Mete Unutur: Sağ olun, Rıfkı Bey… Bu topraklarda farklı renklere sahip toplumlar olarak barış içinde yüzlerce, binlerce yıl yaşadık, bundan sonra da yaşayalım diyoruz. Bunun için yollara düştük.
Titanik Rıfkı: Çok doğru diyorsunuz.
Mete Unutur: Mesela barış... Ermeniler, Kürtler…
Madam Çela: Öhö
Mete Unutur: Sonra Aleviler…
Madam Çela: Öhöh!
Titanik Rıfkı: İyi misiniz Madam Çela?
Madam Çela: İyiyim paşam, boğazıma bir şey kaçtı. Siz devam edin…
Titanik Rıfkı: Evet nerde kalmıştık… Mete Bey en son Aleviler demiştiniz…
Mete Unutur: Mesela... Ezidiler.
Madam Çela: Öhöööh
Mete Unutur: Sonra Hıristiyanlar ve Ateistler…
Madam Çela: Öhöhöh ama ya be! Si vallahi bi gelemedi!
Titanik Rıfkı: Nooldu Madam Çela?
Madam Çela: Torun diyorum, bir gelemedi ziyaretime bu yaz. Siz devam edin.
Mete Unutur: İşte bu topraklarda yaşayan Çerkez, Rum, Arap…
Madam Çela: Ayde gelecek galeba…
Mete Unutur: Mu... Mu... Mu..
Madam Çela: Aha sayacak bizi!
Mete Unutur: Muhacirler!!!!!
Madam Çela: Ade be!
Titanik Rıfkı: Nooldu madam Çela?
Madam Çela: Yok öyle kendi kendime be novyolar söyleniyorum.
Titanik Rıfkı: Neyse nerde kalmıştınız? Sayıyordunuz…
Mete Unutur: Arnavut ve Çerkezler... Araplar... Barış içinde...
Madam Çela: İçinde içinde ne içinde?
Titanik Rıfkı: Haydaaa yine ne oldu Madam Çela?
Madam Çela: Yok diyorum ki ‘we are not invited to the wedding…’ Davetli diiliz... Madam Palaçi'nin torunun düğününe… Sizle alakası yok devam paşam.
Titanik Rıfkı: Düğün demişken bu topraklarda yaşamış bir grubu unuttuk sanırım.
Mete Unutur: Evet evet! Ah nasıl unuttuk?
Madam Çela: Aha para bueno hele şükür..
Mete Unutur: Buldum?!
Madam Çela: Ade bul, şükür be para bueno.
Mete Unutur: Süryaniler!!!
Madam Çela:.....
Mete Unutur: Hay aklına bin yaşa Titanik Rıfkı, iyi ki hatırlattın.
Madam Çela: Peeh...
Mete Unutur: Evet, gelelim dünya görüşümüze.
Madam Çela: Adyodyodyodyodyo
Titanik Rıfkı: Hayırdır Çela Hanım? O ne demek?
Madam Çela: Tanrımrımrımrımrımrım dedim... Ekolu… Siz devam edin.
Titanik Rıfkı: Evet, çok kültürlü bu topraklar... Topraklarımız... Rengarenk... Adeta mozaik.
Mete Unutur: Evet, adeta bir ressamın paletindeki renkler gibi..
Madam Çela: Ayde palete kadar geldi.
Titanik Rıfkı: Madam Çela? Sürekli söylendiniz hayırdır inşallah bugün?
Madam Çela: Yok bişey Mösyö Rıfkı… Avre la er kondisyon diyorum… Havalandırmayı açsak? Sıcak bastı.
Titanik Rıfkı: Evet ne diyordunuz Mete Bey?
Mete Unutur: Anadolu topraklarında yaşayan ve Suriye, İran, Irak, İngiltere, Kore..
Madam Çela: Kore? Kualo Kore? Burnunun dibinde görmez beni napacan taa Kore’lerde?
Mete Unutur: Sonra Rusya, Fransa ve Japonya
Madam Çela: Aha gitti Japonya'ya kadar.
Mete Unutur: Kuzey ve Güney Afrika.
Madam Çela: Batı Afrika’yı unuttu
Mete Unutur: Ve ve... Yeni Zelanda!!
Titanik Rıfkı: Ne doğru dediniz. Hepimiz bir olmuşçasına kardeşçe!!! Çok güzel bir röportajdı Mete Bey... Herkesi saydınız...
Mete Unutur: Evet, Yeni Zelandalıları bile atlamadım farkındaysanız.
Titanik Rıfkı: Evet… Evet... Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım.. Madam Çela'nın patlejanlı börekazlarından yemez misiniz? Bizim için pişirdi.
(Madem Çela sofradaki börekazları haşimle kaldırır ve masaya garip görünümlü bir yemek koyar...)
Mete Unutur: Affedersiniz bu nedir Çela Hanım?
Madam Çela: Bu toprakların yemeği? Bilmezsin? Kore usulü denizanası salatası. Ayde paşalar afiyet olsun.
Not: Gerçek bir olaylardan esinlenerek yazılmıştır.