Liseden mezun olduktan bir süre sonra yaklaşık 10-12 arkadaş yeniden bir araya geldik. Bir müddet sonra eşlerle de toplanmaya başladık. Bu beraberlik aralıklarla da olsa kesintisiz devam etti. Yurtdışında yaşayanlarımız için de buluşmalarımızı onların tatillerine göre ayarladık.
Seneler su gibi akıp giderken, bizim gibi diğer mezunlar da farklı kümeler halinde görüşüyordu. Aslında şanslı bir topluluktuk. Fen ve Edebiyat olmak üzere her biri 20-25 kişiden iki sınıf mezun olmuştuk.
Sonuçta bir ‘WhatsApp’ ağıyla neredeyse herkes bir araya geldi. Yazışmaların yetersiz gelmeye başladığı noktada bir restoranda buluşmaya karar verdik. Gürültü, kıyamet, ‘ah canım, canım’ nidaları arasında ne kimse birbirini gördü, ne de şaşkınlıktan eli ayağı birbirine dolanan garsonlar doğru dürüst bir servis yapabildi. Hafif bir özlem giderildi o kadar.
Neyse ki aramızdan bir arkadaşımız bir sonraki buluşmayı okulda yapmayı önerdi. Mezunlar Derneği, eskiden öğrencilerin kullanımında olan, bahçedeki iki katlı binayı gelir sağlamak için kiralıyordu. Fikir herkese uygun gözüktü. Belirlediğimiz tarihte de buluştuk. Okula ilk kez karanlıkta geliyordum. Hayli garip bir duyguydu. İçeri girdiğimde, erken gelenler şaraplarını yudumluyordu bile. Mekân oldukça değişmişti. Ama yine aynı salon, aynı yemek odası ve bahçeye açılan kapı.
Evyemekleri.com gibi bir yerden yemekler gelmiş. Yardımcı hanım da masayı kurup, her şeyi düzenli bir şekilde yerleştirmişti. Sanki birimizin evindeydik. Arada geçen zamanı yakalamaya çalıştık adeta. Çok fazla nostaljik takılmadık. Daha çok ‘neler kaçırdık, neler yakaladık’ ve ‘şimdi de okulun sağlam temellerde süregelmesi için neler yapabilirdik’i konuştuk. Sonrasında da dönüş için bir grup kırk yıl önce yaptığımız gibi Üsküdar’dan vapurla Beşiktaş’a geçtik.
***
Yazıya başlarken amacım eski mezunları anlatmak değildi. Ancak bugün yaşadığım bir olay karar mekanizmamı zorlaştırdı. Kendiniz için verdiğiniz bir karar, sonucu doğru veya hatalı olsa, sadece sizi bağlar. Ama daha geniş bir kitleye yönelik düşündüğünüzde iş farklılaşır. İşte o an, bir ay evvelki okul toplantısı aklıma geldi. Öğrenciyken ikilemde olduğumuzda bir yöntem uygulatırlardı. Bir dosya kâğıdını uzunlamasına ikiye katla ve tekrar aç. Sol üste bir (+), sağ üste bir (-) işareti koy. Sorunun artı ve eksi yönlerini sırala. Cevap kendiliğinden ortaya çıkar. Bu eski öneri dünyamı değiştirmedi tabii. Ama geçmişte öğrenilenler bazen geleceğe ışık tutmakta yardımcı olabiliyor.