“Rüya içinde bir vizyon gördü. Yeryüzüne sabitlenmiş ve başı göklere kadar erişen bir merdiven vardı. Tanrı’nın melekleri onun üzerinde çıkıp iniyorlardı” (Bereşit 28:12).
Rav Avraam Zalman, bu pasuğu kendilerini ve doğalarını mükemmelleştirmeye çalışan insanları anlatmak için bir benzetme olarak kullanır.
Tabii ki, varlığımızı bir merdiven benzetmesinden yararlanarak açıklayan kişi sadece o değildir. Hahamlarımız, her zaman yukarı çıkmak, yükselmek için çabalamamızı öğütlerler. İnsan sadece yerinde kalmaya çalışırsa, yer çekimi insanı aşağı çeker. Yaakov’un bu merdiven rüyası da birçok bilgeye ilham kaynağı olmuştur. Ama Musar (etik gelişim) ekolünün liderlerinden olan Rabi Zalman bu cümleden üç muhteşem ders çıkartır.
İlk olarak, merdivenin, insanın destek alacağı birçok basamağı olması gibi, karakterini geliştirmeye çalışan biri, gözü kapalı bir şekilde bir anda sıçrayamaz. Her şey adım adım, aşama aşama gelişir. Kişi Yahudi kanunlarındaki etik davranış şekillerini öğrenmeli, bunları kullanmalı ve gelişim için belli davranış şekillerini sırayla yerine getirmelidir. Birden büyük bir sıçrama yapmak her zaman mümkündür ancak bu sıçramayı içselleştirmek için de zaman gereklidir. Aksi durumda kişi bu sıçramayı tolere edememe ve farklı yerlerle çekme durumu ile karşı karşıya kalabilir.
“Bir daha asla dedikodu yapmayacağım!” diyen biri büyük ihtimalle birkaç gün içinde hata yapacak ve belki de girişiminden hemen vazgeçecektir. Ama özellikle Hafets Hayim sayesinde, Laşon Ara yasağıyla ilgili kanunlar, uygulamaya yönelik örnekler ve günlük konuşmalarımızı düzeltmekle ilgili birçok tavsiye mevcuttur.
Rav Avraam Zalman bunların merdivenlerin basamakları olduğunu açıklar. Hangi deli basamakları kullanmayıp, merdiveni korkuluktan tutarak kollarıyla kendini yukarı çekerek çıkar ki? Ve bunu yapsa bile ne kadar yükseğe tırmanabilir ki? Tırmansa dahi kısa bir süre içinde düşmeyeceğini kim garanti edebilir?
İkinci olarak, bir merdiven bir yere yaslanmadığı sürece tek başına ayakta duramaz. Bir insanın da bir modele, doğru olduğu bilinen etik konular konusunda bir örneğe ve tercihen kendisine rehberlik edebilecek, merdivenin ileriki aşamalarındaki kişilere ihtiyacı vardır. Bir insan aşağı bakmamalı ya da aşağıda, kendisini geliştirmesini istemeyen insanların kandırıcı sözlerine kulak asmamalıdır. Bunların yerine, kişi, her zaman yukarıya bakmalı, merdivene ve yaslandığı yüksek yere güvenmelidir.
Yaslandığı yer de bazen insanı yanıltabilir. Kişi birçok görüşe her zaman açık olmalıdır. Etik konularda bu çok gereklidir. Ancak alaha konusundaki farklı görüşleri dikkate alarak bu konuda bir Rabi’yi rehber olarak kullanma gereği vardır. Buna en güzel örneklerden biri İzmir şehrinde yaşanır. Omer akşam saatinden takribi yirmi dakika sonra sayılır. İzmir bilgeleri bu süreyi yarım saat olarak verirler ve İzmir Omer’i her zaman yarım saat sonra sayar. Rav Hayim Palaçi’nin öğretileri İzmir cemaatinin alahik anlamda izlediği en temel kaynaktır.
Ve üçüncü olarak, bir insan zorluklarla karşılaşırsa, ayağı kayar ya da kırık bir basamağa basarsa da her şey kaybedilmez. İnsan bir aşağıdaki basamağı yakalamalı ve yeniden harekete geçmeye çalışmalıdır. Bu normaldir. Bu, Tanrı’nın melekleri gibi olan erdemli kişilerin bile yoludur. Onlar, merdivenin en üst basamağındaki mükemmel kişiler değildir. Onlar, yukarı çıkarlar, biraz geri kalsalar da devam etmek için çabalayıp yükselmeye devam ederler.
Sık sık insanlar bir gecede mükemmelliğe ulaşmaya çalışır. Ama işler bu şekilde gitmez. Bu yavaş bir süreçtir ve geri kaymak, sürecin doğal bir parçasıdır. Önemli olan cesaretimizi kaybetmemek ve aşağılara inmemektir. İşte şimdiki durumumuzdan daha yükseklere çıkmanın ve amaçlarımıza ulaşmanın yolu budur.