Hayatımda ilk defa sokakta bir hanukiya gördüğümde on sekiz yaşındaydım. 1993 yılı idi. Amerika’da Boston şehrinde sokağın ortasında ulu orta duran dev hanukiya’dan çok etkilenmeme rağmen, aklıma ilk gelen düşünce 1986 yılının 6 Eylül günü Neve Şalom Sinagoguna yapılan hain terör saldırısı olmuştu. Korku yüzünden ülkemizde hiçbir zaman bayramımızın bu kadar ulu orta kutlanamayacağını düşünmüştüm. Gönül isterdi ki İstanbul’da da, örneğin Taksim Meydanında dev bir hanukiya yakılabilsin. Her dinden insan mum yakma seremonisini seyretmeye korkusuzca gelebilsin. Sokağın ortasındaki hanukiya da insanlara dev bir yılbaşı ağacı neşesi ve heyecanı verebilsin. Yirmi yıldan bu yana o hayal gittikçe uzaklaştı.
***
Belki de öğrencilik hayatımın en büyük kısmını Musevi öğrencilerin de bulunduğu bir vakıf okulunda geçirdiğimden, on sekiz yaşına kadar telaffuzu zor ismime rağmen çok da farklı hissetmedim. Ne de olsa kırk kişilik sınıfımda on dört Musevi, bir Ermeni öğrenci vardı. Tüm bayramlarda hepimiz sorunsuzca izin alabilir, evimizde ailelerimizle kutlardık. Anaokulundan beri sınıfının üçte biri gayrimüslim olan sınıf arkadaşlarımızla da hepimizin arası iyi idi. Çocukluktan beraber büyümüştük ne de olsa. Pesah Bayramı’nda onlara çok sevdikleri havuçlu cevizli kekten ve hamursuzdan getirir, Ramazan Bayramı’nda ise iftar yemeğine davetli olurdum. Belki de belli semtlerde, belli okullarda, belli mekânlarda dolaştığımız için, o yaşlarda kimsenin antisemit olduğunu düşünmezdim. Tüm bayramları kutladığımız için dinimizi özgürce yaşayabildiğimizi düşünürdüm. Kâğıt üzerinde özgürce yaşıyoruz, ancak kanımca gerçek özgürlük herkesin hanukiya’sını sokaktaki insanlardan çekinmeden görülebilecek şekilde penceresinin önüne koyabilmesi. Eminim çoğu evde pencere yerine, yemek masasının önünde güvenli bir şekilde yanıyordur.
***
Sokaktaki dev hanukiya ise artık o kadar uzak bir hayal oldu ki erişemeyeceğimin farkındayım. Yıllar yıllar sonra bir gün Türkiye’nin herhangi ilindeki bir belediye başkanı sokakta dev bir hanukiya kurarak beni utandırır mı? Büyük ihtimal önce tepkileri, sonra da alması gereken güvenlik tedbirlerini düşünüp vazgeçer. Sokaklardaki yılbaşı süslemelerinin bile dozu ufak ufak azalttırılarak çaktırmadan vazgeçildiği bu dönemde zor. Ama insan inanmak istiyor. Ne de olsa bayramlar içimizi umutla doldurur. Yaktığınız mumların çevrenize ışık ve sevgi saçtığı, mucizelerle dolu günler sizlerle olsun. Her bayram gibi Hanuka’yı da sevdiklerinizle birlikte kutlamanız dileği ile... Işıklar Bayramı’nız kutlu olsun…