Kar yağışı denince aklıma iki sene gelir; birincisi benim gibi yetmişli yıllarda doğanların unutamayacağı 1986 okul senesi. Şubat tatilinin son gününde, o zamanlarda oturduğumuz Teşvikiye’deki evimizin penceresinde karı seyredip, tatil bitmeden kar tatili haberini aldığım gün. O günlerde Vali’ye okulları tatil yapması için tweet atma olanağımız olmadığından, sabırla, heyecanla, umutla televizyonda çıkacak tatil haberini beklemekten başka bir şey yoktu. O haberi aldığım anı unutamıyorum. Bir alt sokakta oturan sınıf arkadaşım hemen telefona sarılıp aramıştı beni. Okula gidemesek de iki lahana bebek gibi kat kat giyindikten sonra sokakta buluşmuştuk. O anda araba bile geçemeyen beyaz sokak, çok mutlu iki çocuğun oyun bahçesi olmuştu. Tek sorumluluğun okula gitmek olduğu yaşlarda, karın beyazı en büyük huzurdu.
Sonra on bir yıl sonrasını, üniversiteyi hatırlıyorum. Tabiat Ana’ya dünyanın en ileri ülkesi ABD’nin bile yenildiği günü. Kar fırtınası yüzünden artık araçların bile yolları temizlemeye yetişemediği, garaj kapılarının insan boyu kar ile kapandığı, televizyonların acil durum sireni verdiği günü. Normalde çok huzurlu bulduğum kar beyazı, o gün ilk defa değişik geldi gözüme. Beyazın şehri boğduğunu hissettim. Uzun yıllar sonra ilk defa kapanan okulum bile keyif vermedi o gün. Beyaz o gün şehri yuttu.
***
Bu sene yılbaşından bir gün önce başlayan kar ise, araya baya bir ara girdiğinden yine huzurlu geldi gözüme. Yokuşsuz bir yerde oturduğumdan bata çıka da olsa sokağa çıkabildiğimden midir, üç günlük yılbaşı tatilinin verdiği huzur mudur bilinmez ama bu seferki beyazlık bana temiz bir başlangıç gibi geldi. Hatta bir işim için gittiğim Taksim’de bata çıka yürürken bile, etrafın karla kaplanınca ne kadar güzel göründüğünü düşündüm.
***
Karlar erimeye başladı, işler ve Vali’ye atılan tweet’lere rağmen okullar da açıldı. Karın görüntüsü ne kadar güzel olsa da, erimeye başladı mı işin sihri kaçıyor. 31 Aralık ve 1 Ocak bitiyor. Gazetelerde yılbaşı kutlamaları, televizyon ratingleri haberleri yerine Suudi Arabistan - İran krizi, Suriyeli çocuğa dayak atan İspanyol polis, yollardaki kaza haberleri gibi haberler yer alıyor. Kar ve yılbaşı tatilinin rehavetinden çıkınca, karın beyazı değil de, erimeye başlayan çamuru göze çarpmaya başlıyor. Yine de moral bozmamak lazım. Çamuru temizleyecek yağmur yağacak, yağmuru da kurutacak güneş parlayacaktır mutlaka.
Birkaç dakikalığına bile olsa karın ilk yağdığı anki huzurunu düşünelim. Çocukların bahçeye fırladığı, büyüklerin huzurlu manzarayı seyrettiği anı… Yeni yılın gözlerimizin içini güldüren, sağlık dolu, neşe dolu, çok keyifli bir yıl olmasını diliyorum. Sevdikleriniz ile birlikte, nice mutlu yıllara…