“Sizleri oradan çıkaracağım, sizleri kurtaracağım, sizleri geula’ya yaklaştıracağım ve sizleri Kendime alacağım.” (Şemot 6/ 6 – 7)
Geula’nın bu dört aşaması Pesah akşamı yapılan Seder’de içilen dört bardak şarapla simgelenir. Bu dört aşama aslında Mısır’dan çıkışın da esasını oluşturmaktadır. Şimdi bu aşamaları birer birer mercek altına alacağız.
İlk aşama Bene Yisrael’in oradan çıkarılması anlamını taşımaktadır. Bu tamamen fiziksel bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım Mısır ülkesinin sınırlarının dışına çıkmak anlamına gelir ki bu aşamalar içinde en kolay olanıdır. Burada sorulabilecek soru şudur: Eğer bu iş bu kadar kolaysa neden Tanrı bunu tek bir hamlede yapmamıştır? Aslında tek bir hamle veya ceza bu fiziksel anlamdaki çıkışı gerçekleştirebilirdi. Ancak buradaki amaç Paro ve Mısır halkının Tanrı’nın büyüklüğünü bilmeleri ve anlamalarıdır. Bunun için de bunu hissetmeleri gerekmektedir.
İkinci aşamada zamanın süper gücü olan Mısır hegemonyasından halkı kurtarmaktır. Mısır’dan fiziksel çıkış buna yetmemiştir. Nitekim sadece yedi gün sonra süper gücün orduları toplumu Kızıldeniz kıyısında yakalamayı başarmıştır. Tanrı burada doğrudan müdahale ederek bizleri kurtarmış ve ikinci aşama tamamlanmıştır.
Üçüncü aşamada Geula ile tanışmak vardır. Tanrı Mısır’da gösterdiği bütün alametlerle Bene Yisrael’in Mısırlılar tarafından bir kez daha köle yapılamayacağının da sinyalini vermektedir. Buradaki Geula Bene Yisrael’in gerçek anlamda özgürlüklerine kavuşması olmuştur. Her ne kadar zaman içinde Bene Yisrael Tanrı’ya karşı isyanlarında Mısır’a geri dönmeyi istemişse de bu belli bir kesimin provokatörlüğünde yapılan bir girişim olmuştur ve genele yayılmamıştır.
Ramban VeSforno tarafından öğretilen bu dört aşamanın dördüncüsü ve en zoru Bene Yisrael’in Tanrı’nın halkı olmayı başarabilmesidir. Bunun için atılan ilk adım Sinay Dağında Tora’nın verilmesidir. Bene Yisrael tam on kez çölde Tanrı’yı sınamak suretiyle çeşitli olumsuzluklara davetiye çıkarmıştır. Bu asıl sorunun Bene Yisrael’in fiziksel olarak Mısır’dan çıkarılmasının değil de Mısır’ın ve kölelik anlayışının Bene Yisrael’in içinden çıkarılması olduğunu göstermektedir.
Bizler bu gün benzer bir kölelik içinde olmasak da farklı bir kölelik yaşamaktayız. Hayatımızda birçok şey bizleri esir etmiş durumdadır. Çoğumuzun ama özellikle gençlerimizin elinden düşmeyen cep telefonları ve benzer aletler açık bir köleliğin işaretidir. Daha faydalı onlarca şey yapabilecekken süresinin yarısına yakını reklam yayınlarıyla bezenmiş dizilere olan tutkumuz göz ardı edilemez. Bir araya geldiğimizde esir olduğumuz en önemli şey kuşkusuz başkaları hakkında konuşmaktır. Laşon ara dediğimiz bu olay o kadar büyük bir sorundur ki Rabilerimiz bu haftalarda “taanit dibur – söz orucu” yapılması gerektiğinin altını çizmektedirler.
Her çağda bizleri kendisine esir edecek şeyler olmuştur, olmaya da devam edecektir. Asıl olan bu esaretten kurtulmanın yollarını aramaktır. Yirmiyau Peygamber Tiş’a Be Av Aftara’sında o zamanki toplumda yaşayanların bir esaretten çıkıp bir başka daha zorlu esarete saplandıklarını anlatmaktadır. İyi alışkanlıklar edinmek ve bunları çocukluktan itibaren hayata geçirmek, hayatı bir düzen içinde yaşamak, manevi değerlere bu düzen içinde hak ettikleri yeri vermek bizleri esaretten korumaya yardımcı olacaktır.