Kadınlar gününün anlam ve önemine uygun bir yazı olsun dendi bu hafta bana…
Ben de oturdum ne yazayım acaba diye düşünürken kendi bildiğimden başka ne yazabilirim ki dedim kendime… Hazır kadın doğmuşken, hislerimi anlatayım dedim.
Ben bir kadınım… Kadın doğmuş olmaktan memnun bir kadınım…
Kadını ezilmiş, zayıf, sömürülmüş, çaresiz gösteren bir dünyada şanslı olarak kadının gücü olduğunu bilen kesimdenim.
Pek kolay olmadı tabi özellikle korunaklı, güvenli yetiştirilmeye çalışıldığım aile ortamında bazen sahip olduğum hakların farkına varmak ve peşinden gitmek. Yıllar ve tecrübeler öğretiyor insana…
Öncelikle genç kızların neler yapmamaları, nasıl davranmaları, nasıl ilişkiler kurmaları baskıları arasında ben kimim, ilişkilerim ne, nasıl ilişkiler istiyorum, karşı cinsle ilişkilerimde neler hissediyorum gibi soruların cevaplarını bulmaya çalışmak. “Olmalı ve olmamalı” larla büyütüldüğümüz ortamlarda “ ben ne hissediyorum “ gibi bir alternatifin olduğunu hatırlamak ve bu soruya cevap bulabilmek. “Nasıl iyi bir eş olunur ?” dersinin atalarımızdan aktarımını ezberleyebilmek. Bu dersin daha sonraları benim tanımlarıma uymadığını keşfederek kendi tanımlarımı yazmak. Hamilelik ve emzirme dönemlerinde içimde büyüyen canlının varlığını ve bu mucizenin kendisini kutsamak, kadın olduğuma binlerce kez şükretmek. Anne olmanın getirdiği kabul, anlayış, sevgi, vicdan, gurur, hayranlık gibi duyguları doyasıya deneyimlemek…
Güçsüzleştirilmeye çalışılsak da ben bugüne kadar “kadın halimle” ! yardım talep ettiğimde hiç hayır cevabı almadım. Arabamın patlayan tekerleğini değiştirmede, kaybolduğum yolun tarifini almada, uçakta ağır gelen valizimi kaldırmaya çalıştığımda, toplu taşımada ayakta kaldığımda kadın olduğum için kollandığımı hissetmişimdir.
Kadın olmak…
Bazen detayların içinde kaybolmak; bazen pek çok işi aynı anda çözebilmek;
Bazen duygusal bir filmde hüngür hüngür ağlamak; bazen kimsenin el atamayacağı konulara dağ gibi bir güçle çözüm bulmak…
Bazen aşkı için dağları devirmek; bazen sevginin bittiği yerde aynı aşka özgürlük tanımak…
Bazen narin bir sevgili; bazen en korumacı atmaca;
Kadın doğmak…
Bir erkeğin asla aklına gelmeyecek konulara kafa yormak, bir olaydaki tüm bağlantıları bulmak /birbirine bağlamak/ konuyu aktarırken yıllar öncesinden alıp günümüze getirmek gibi yeteneklere sahip olmak, alışverişte kendini kaybedebilmek, sevdiği adamın kollarında erimek demektir.
Kadın işte…
Gücünü veren, gücünü alan, kompleks, paradoksal, bazen kendini bile tanıyamayan…
Kutsal, Tanrı’nın yaratma gücünü bahşettiği, engin, vicdanlı, sevgi dolu, merhametli…
En karanlık tarafında bile bir çocuğun acı çekmesine dayanamayan…
Aileleri, toplumları, dünyayı görünmez bir güçle yöneten bir varlık kadın…
Dünyadaki bütün erkek ve kadınlar bir annenin rahminde büyüyor ve ondan çıkıyor. Dünyayla ilk bağları bir anne… Dünyadaki her insan bir annenin sevgisine, ilgisine muhtaç doğuyor. Bundan daha büyük bahşedilmiş bir görev var mı kadınlara? Bu yüzden kadınlara dünyaya ışık getirecek özellikler de verilmiş bana göre…
Böyle bir şey işte kadın olmak… Dilimin döndüğünce anlatabildiğim kadarıyla…
Ben kadın doğmaktan memnun bir kadınım…
Kadınlar günümüz kutlu olsun!