Güzellik görecelidir

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
27 Nisan 2016 Çarşamba

Merriam – Webster sözlüğüne göre ‘güzellik’ sözcüğünün üç anlamı var: Fiziksel olarak çekici olma; bir kişide duyulara ve akla haz veren özellikler; güzel bir kadın. Güzellik konusuna değinmemin sebebi, geçtiğimiz hafta bir gazetede gördüğüm bir kadın resmi. Kadın, kendini güzelleştirmek için gençliğinden beri boynuna halkalar takarak boynunu mantık dışı boyutlarda uzatıyor. Afrika kültüründe uzun boynun kadınlarda bir güzellik sembolü olduğunu çocukluğumdan beri okumuşluğum vardır. Ancak bu uzunlukta ve halkalarla çevrelenmiş bir boyun (belki normal bir boynun beş misli uzunlukta) bende ufak bir travma yarattı. Resmi gördüğümde düşündüğüm son şey güzellik, ilk şey ise o boynun ne kadar ağrıyabileceği oldu. İkinci aklıma gelen ise “halkalar çıkarsa boynun kırılabilir mi?” sorusu idi. Gayri ihtiyari boynumu tutup tutup durdum. Yetişkin bir insanın, sadece bilgisayar başında bile biraz uzun saatler geçirdiğinde boynunun ağrımaya başladığını düşünürsek… Halkalı, uzun boyunlu kadın belki de yaşadığı yörenin en güzel kadını olarak adlandırılıyor. Güzellik gerçekten göreceli. Bende uyandırdığı his ise halkalardan doğan bir klostrofobi ve boyun ağrısı. Ne duyularıma, ne de aklıma haz veren bir durum. 

***

Moda fotoğrafçısı Sara Melotti (Refinery29.com adlı web sitesine verdiği demeçte) yıllarca ince uzun mankenlerin resmini çekerken, kadınların özgüveni zedeleyen, hiç gerçekçi olmayan bir güzellik standardına katkıda bulunduğunu itiraf etmiş. 2015 yılında güzellik kavramını yeniden keşfetmek ve yeniden tanımlamak için sokaklara dökülmüş ve ülke ülke gezerek kadınların resmini çekmeye başlamış. En az yirmi ülke gezene kadar bu projesine devam edecekmiş. “Quest for Beauty” yani güzelliği arama serüveninde çektiği fotoğraflardan 23’ünü inceledim. Gözüme güzel gelenlerdeki ortak özellik, kadınların gülümsüyor olması. Bazılarında çok içten bir gülümse var; bu enerjilerini çok güzel yapıyor. En sevdiğim resim ise parkta köpek gezdiren, gülümseyen sarışın bir kadın. Dikkatli bakıldığında normal kiloda (ince değil), normal fönsüz saçlarla... Hayvanseverlik unsurunu da denkleme kattığınızda, kendi hayatıma en benzettiğim “güzellik” tavrı o olduğundan, gözüme en güzel gelen resim de o oldu. Başkasının gözüne daha güzel görünecek resimler muhakkak ki var, klasik arabaların önünde poz vermiş liseli kızlar veya bebeğini kucaklayan anne gibi…

Mellotti güzellik arayışında her yaştan kadının fotoğrafını çekmiş. Hepsine sorduğu ortak soru ise bir kadını neyin güzel yaptığı olmuş. Şaşırdığı, hatta benim de şaşırdığım nokta ise kadınların hiç birinin fiziksel özelliklere değinmediği ve iyilik, özgüven, gülümseme gibi cevaplar vermesi olmuş. Aynı soruyu erkeklere sorsanız dürüst cevaplarlar mı bilmiyorum ama en azından ilk düşündüklerinin güzel vücut, güzel saç, topuklu ayakkabı gibi unsurlar olduğunu tahmin etmek zor değil. Güzellik gerçekten göreceli ama güzel bir gülümsemeyi hem kadınların, hem de erkeklerin çekici bulduğunu biliyorum. Gencecik insanların şehit düştüğü, çizgi hakemlerinin bile maçlarda dövüldüğü bugünlerde, kalbi güzel insanlarla çevrelenip gülümseyebilmemiz ümidiyle…