Suriyeli Mülteci çocuklar

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
11 Mayıs 2016 Çarşamba

WhatsApp gruplarınız çoğaldıkça işler zorlaşıyor. Pazar, ‘Anneler Günü’ydü. Çocukluğumuzdan beri öğrendiğimiz üzere, her yıl mayıs ayının ikinci pazarı kutlanır. Güneşli bir güne, biraz geç saatte gerinerek uyanmayı hedeflemiştim. Tam tersine her zamankinden erken kalktım. Kahvaltı etmek haftanın yedi günü kutsaldır benim için. Tanıyanlar bilir, çayımı içmeden kimseyle sohbet etmem. Sadece hafta sonları gazete okuma faslı daha uzun sürer. Sonra cep telefonunu elime alır, gelen mesajlara bakarım. Pazar günkü iletilerin çoğu Anneler Günü kutlamalarıydı. Çok güzel tabi. Çeşit çeşit gül demetleri; balonlar ve kalpler; emojiler; youtube’lar; özdeyişler vs. vs. Herkes grubuna dilekler göndermiş. Günün sonunu zor getirdim. Zira üye olduğunuz her WhatsApp grubuna geri dönüşümde bulunmalısınız. Mecbur musunuz? Tabi ki hayır. O zamanda özelinize, ‘Hayrola ne oldu, hiç sesin çıkmadı?’ cümleleri yağmaya başlar ki o zaman yanıtlaması daha uzun sürer. İşte, sosyal medyanın artıları ve eksileri…

Böylesi bir günün kutlanmasına karşı değilim elbet. Ama bunun aile bireyleriyle bir elin öbürüne dokunarak yapılmasını tercih ederim, önemli olan bir kahve içimi kadar zamanda bile olsa ailelerin biraraya gelmesidir. Garip bir duygudur annelik. Sokakta ne zaman arkamdan bir, ‘anne’ sesi duysam hemen başımı çevirip bakarım. Bana göre bütün ‘anne’ sesleri birbirine benzer. Ve bir annenin sonsuz sayıda çocuğu vardır. Önemli olan sadece fiziksel anlamda bir çocuk sahibi olmak değil, sahiplenmesini bilmektir.

***

Hangi ülke, ırk veya dine sahip olsa da çocuk, çocuktur. Öncelikli olarak himaye edilmesi, bakılması gerekir Suriye’den ülkemize mülteci olarak gelen binlerce ailenin başlıca sorunlarından biri, çocuklarına gereken bakımı sağlayamamaktır.

Geçen gün gazetede okuduğum bir habere göre, Rotary Kulüplerinden biri, savaş mağduru Suriyeli çocuklar için bir gece düzenledi. Gelir sağlamak amacıyla yapılan birçok etkinliğin yanısıra, değerli bir sanatçının konseri de vardı. Sahneye, üstü baskılı tişörtler giymiş, pırıl pırıl on kadar Suriyeli çocuk getirtildi. Sanatçıyla düet bile yaptılar. Konuklar geceden memnun bir şekilde ayrıldılar. Çocuklar ‘göstermelik’ bile çıkarılmış olsa, amaç hedefine ulaştı. Rotary, Lions gibi kuruluşlar ciddi projeleri ele alırlar. Rotary bu çocukları nereden buldu, ne kadar çocuğa kucak açabilecek? Dilerim hepsini düşünmüşlerdir. Zira, çocuk dediğin, hayattır. Hayatı devam ettiren de aldığın sorumluluktur.