Şehirlerden uzak, medeniyetin değmediği bir doğa parçası... Leylaktan erguvana morun bin bir tonu işe bezenmiş bir orman... Baştanbaşa yaprağa durmuş ağaçların arasında bir açıklık... Aşağıda bir gölet... Yukarıda? Yukarıda gerilmiş bir ip üzerinde bir genç. Keskin bakışlı... Yapılı... Yakışıklı... Adı: Nanoo
Kıyıdaki başka bir gencin Nicolas’ın mor yapraklarla donattığı kemanından çıkan melodi eşliğinde ip üzerinde, yavaş ve temkinli; yürümekte...
Derken! Derken bir an; keman susuyor!
Kemanın sustuğu an, Nanoo da kayboluyor gözden! Aynı anda suya düşüşün sesi çınlıyor açıklıkta!
Derken yine kemanı duyuyoruz; nağmelerini yeniden göğe yükselttiğini. Nanoo’yu görüyoruz. Güçlü ve becerikli kolları ile ipi yakalamış. notaların izinde melodinin akışında ipte zıplaya hoplaya akışa bırakmış kendisini, müziğin harmonisi ile uyumlu akrobasisini sürdürüyor…
Sözünü ettiğim YouTube’da izlediğim 2 dakikalık kısacık bir akrobasi videosu: Headway Bir Show. Ancak tıpkı yaşam gibi…
Geçtiğimiz mayıs ayında Edirne’de konserini izlediğimiz maestro Giora Feidman ile Cemaat Başkanımız İshak İbrahimzadeh’nin sohbeti düşüyor aklıma. İshak İbrahimzadeh’nin ağzından aktarıyorum hatırladığım kadar:
“Başlangıçta, Tanrı, yarattığı zaman, yarattığı her şey sınırlı idi. Kelimeler de sınırlı idi. Bir kelime bitiyor. Öteki başlıyor. Arada duruyoruz. Konuştuğumuz zaman süreklilik yok. Sonra şöyle dedi: Sınırsız olana nasıl uluşmalı? Sınırsız olmalı, sürekli. İşte bu müziktir. Ama müzik deyince melodi ve harmoni olarak düşünmek gerekir. Melodi müziği yaratır, ama harmoni Tanrı’ya ulaşmanın aracıdır. Sol elin başlattığı melodiyi sağ elin harmonisi tamamlar. Melodi ve harmoni birlikte müziği oluştururlar.”
Tıpkı yaşam gibi...
Bu noktada maestro Feidman alıyor sözü: “Sessizliği kullanırsın, sesi üretirsin. Sessizlik sesin yokluğu değildir. Sessizlik bir enerjidir ve konuşmayı kestiğinde sessizlik olur. Sessizliği kullanırsın. Sonsuzluktur sessizlik. Sesi üretirsin. Ve sesin varlığı sessizliğin kesildiği anlamına gelmez. Sessizlik sonsuzdur.”
Tıpkı doğum ve ölüm gibi...
Neve Şalom’dayız. Sabah bir doğumu kutsuyoruz katıldığımız sünnet töreninde.* Hemen ardından cemaatimiz eski başkanlarından Sami Herman’a son görevimizi ifa ediyoruz. Sami Herman, sen hep güneş gözlerle gülerdin insanlara...
Doğum ve ölüm... Yaşam ise aradaki anlarda gizli. Ve o anları ne kadar melodik ve uyumlu yaşayabiliyorsak o kadar yakınlaşıyoruz Tanrı’ya.
Uzun ve güzel yaşa minik Levent, melodi ve harmoni ile uyum içinde ak, sırrını çöz yaşam denen bu gizemli anın. Mazal Tov
Nurlarda uyu Sami Herman... Güneş bakışların seni yakinen tanıyan tanımayan her birimizin ruhunda yaşıyor bundan böyle. Baruh dayan ha emet.
Meraklısına not: *Musevi geleneklerine göre doğan her erkek çocuk, bir sağlık sorunu olmadığı takdirde 8. gün sünnet edilir
*Headway’i ekli linkten izleyebilirsiniz https://youtu.be/ArqWsxtiLuo